Pazar, Ağustos 29, 2010

Yaşasın kumaş bez

Kumaş bez kullanımımın nasıl gittiğini dair mailler alıyorum. Madem merak edenler var biraz anlatayım o zaman.

Aliş dünyaya gelmeden iddialı olduğum birkaç konudan biri kağıt bez yerine kumaş bez kullanacağım yönündeydi. Aliş gelmeden o minicik poposu için bambu bezleri hazır etmiş, organik deterjan ve yumuşatıcılarla yıkayıp pofur pofur bir hale getirmiştim. Eve gelen her arkadaşım bırakın bıyık altını direkt poposuyla gülmüş bu fikrime, üstüne üstlükte hadi canım, bebek gelsin görürsün sen ebeninkini tersten demişti.

Gördüm mü ebemi? Hayır.

Kısaca anlatmak gerekirse şuradan aldığım bezler 4-9 kg için olduğundan Aliş 4 kiloya ulaşana dek bekledim, yeni doğanları da vardı ama kırılan cesaretim almama müsade etmemişti. ALiş 4 kiloyu gördüğü gün poposuna aldığım deneme paketinin bezlerini takıverdim, annemin "hadi canım", babamın "aa bebenin bacakları eğri olur" nidaları arasında tek destekcim biricik sevgilimin yüreklendirmeleri ile ilk günü geçirdik, deneme paketi beş bezden oluştuğundan bir hafta, bir gün kumaş bir gün kağıt bez gittik, hani beceremezsek bezler elimizde patlamasın diye. Bir haftayı bitirdik, beş bez ve 30 dan fazla kağıt bez israfı ile. Ben aa yeter ben veriyorum bir beşli paket daha sipariş dedim.. Sİparişler derhal geldi.Biz tam gaz devam. Artık kağıt bezi sadece seyahatlerde ve havuza sokarken kullanıyorum, o da mecburen, annemde mesela kurutma olsa onda da kullanacağım.

İlave siparişler elbette verdim, şu anda 10 adet 4-9 kg ve 7 adet 9-14 kg kumaş bez ile günümüzü gün ediyoruz.

Kullanımına gelince..beni en başta en çok korkutan kısım buydu, o kakalar çişler ne olurdu, nasıl arınırdı, pek kolaymış, şöyleki: Kakasını kumaş beze yapan bebek sinyali çakar, alt açılır, lavaboda "alişin popo bezş sabunu, lütfen kullanmayınız" yazan post-it'in altında duran beyaz sabun ve tırnak fırçası eşliğinde arındırılır, zaten bebek kakası recel gibi birşeydir, mide kalkmaz hehehe. Ardından bekleyen diğer bezlerin bulunduğu kovaya atılır ve çamaşır makinesinde yıkanmak üsere beklemeye alınır.

Çamaşır makinesinde bez mi yıkanır diye burun kıvıran varsa eğer, bu ürünü geliştirip satan ekip elbette ki bunu da düşünmüş, çamaşır makinelerinde 60 derece yıkanmak üzere organik ve antibakteriyel bir de çamaşır deterjanı ile yumuşatıcısını üretmiş, içerisinde hiç bir kimyasal yok, beni uyardılar kahverengi sizi endişelendirmesin renklendirici kullanmıyoruz meyve özlerinin rengidir diye..

Uzun lafın kısası, kağıt bez cevreye zarar, bu bezler için yılda 8 milyon ağaç kesilmekte, yılda 5 milyar bez tüketilmekte, ve bunlarda yakılmak veya gömülmek sureti ile imha edilmekte, yani soluduğumuz hava veya içtiğimiz su olarak bize geri dönmekte..karar sizin..aa ben sadece bebeğimi kolay yoldan büyütürüm gerisi cokta trink diyorsanız eyvallah, ama ben filemin yanına birde kumaş bez katarım diyorsanız ona da kocaman bir bravo..ben destekçiniz olurum..dünyanın en kolay şeyi, gözünüzde hiç büyütmeyin derim.

Bu arada kumaş beze alışan bebekler popolarında kağıt bez istemiyorlar..ıh ıh diye diye çıkartırıyorlar haberiniz ola hehehe.

Pek uzun ve sıkıcı bir post oldu bu ama kağıt bezlerdeki 12 saat çiş tutabilen mucizevi maddeler kanserojen, özellikle erkek bebeklerim sperm üretiminde inanılmaz zararlı, nette bir araştırın derim. Ben daha fazla kafa ütülemeyeyim.


Yukarıda da oğlanı göbeeme sarmak münasebeti ile çıkardığım uzun orman yürüyüşlerinden bir kare..

Yaşasın kumaş bez..

Kumaş bez kullanımımın nasıl gittiğini dair mailler alıyorum. Madem merak edenler var biraz anlatayım o zaman.

Aliş dünyaya gelmeden iddialı olduğum birkaç konudan biri kağıt bez yerine kumaş bez kullanacağım yönündeydi. Aliş gelmeden o minicik poposu için bambu bezleri hazır etmiş, organik deterjan ve yumuşatıcılarla yıkayıp pofur pofur bir hale getirmiştim. Eve gelen her arkadaşım bırakın bıyık altını direkt poposuyla gülmüş bu fikrime, üstüne üstlükte hadi canım, bebek gelsin görürsün sen ebeninkini tersten demişti.

Gördüm mü ebemi? Hayır.

Kısaca anlatmak gerekirse şuradan aldığım bezler 4-9 kg için olduğundan Aliş 4 kiloya ulaşana dek bekledim, yeni doğanları da vardı ama kırılan cesaretim almama müsade etmemişti. ALiş 4 kiloyu gördüğü gün poposuna aldığım deneme paketinin bezlerini takıverdim, annemin "hadi canım", babamın "aa bebenin bacakları eğri olur" nidaları arasında tek destekcim biricik sevgilimin yüreklendirmeleri ile ilk günü geçirdik, deneme paketi beş bezden oluştuğundan bir hafta, bir gün kumaş bir gün kağıt bez gittik, hani beceremezsek bezler elimizde patlamasın diye. Bir haftayı bitirdik, beş bez ve 30 dan fazla kağıt bez israfı ile. Ben aa yeter ben veriyorum bir beşli paket daha sipariş dedim.. Sİparişler derhal geldi.Biz tam gaz devam. Artık kağıt bezi sadece seyahatlerde ve havuza sokarken kullanıyorum, o da mecburen, annemde mesela kurutma olsa onda da kullanacağım.

İlave siparişler elbette verdim, şu anda 10 adet 4-9 kg ve 7 adet 9-14 kg kumaş bez ile günümüzü gün ediyoruz.

Kullanımına gelince..beni en başta en çok korkutan kısım buydu, o kakalar çişler ne olurdu, nasıl arınırdı, pek kolaymış, şöyleki: Kakasını kumaş beze yapan bebek sinyali çakar, alt açılır, lavaboda "alişin popo bezş sabunu, lütfen kullanmayınız" yazan post-it'in altında duran beyaz sabun ve tırnak fırçası eşliğinde arındırılır, zaten bebek kakası recel gibi birşeydir, mide kalkmaz hehehe. Ardından bekleyen diğer bezlerin bulunduğu kovaya atılır ve çamaşır makinesinde yıkanmak üsere beklemeye alınır.

Çamaşır makinesinde bez mi yıkanır diye burun kıvıran varsa eğer, bu ürünü geliştirip satan ekip elbette ki bunu da düşünmüş, çamaşır makinelerinde 60 derece yıkanmak üzere organik ve antibakteriyel bir de çamaşır deterjanı ile yumuşatıcısını üretmiş, içerisinde hiç bir kimyasal yok, beni uyardılar kahverengi sizi endişelendirmesin renklendirici kullanmıyoruz meyve özlerinin rengidir diye..

Uzun lafın kısası, kağıt bez cevreye zarar, bu bezler için yılda 8 milyon ağaç kesilmekte, yılda 5 milyar bez tüketilmekte, ve bunlarda yakılmak veya gömülmek sureti ile imha edilmekte, yani soluduğumuz hava veya içtiğimiz su olarak bize geri dönmekte..karar sizin..aa ben sadece bebeğimi kolay yoldan büyütürüm gerisi cokta trink diyorsanız eyvallah, ama ben filemin yanına birde kumaş bez katarım diyorsanız ona da kocaman bir bravo..ben destekçiniz olurum..dünyanın en kolay şeyi, gözünüzde hiç büyütmeyin derim.

Bu arada kumaş beze alışan bebekler popolarında kağıt bez istemiyorlar..ıh ıh diye diye çıkartırıyorlar haberiniz ola hehehe.

Pek uzun ve sıkıcı bir post oldu bu ama kağıt bezlerdeki 12 saat çiş tutabilen mucizevi maddeler kanserojen, özellikle erkek bebeklerim sperm üretiminde inanılmaz zararlı, nette bir araştırın derim. Ben daha fazla kafa ütülemeyeyim.


Yukarıda da oğlanı göbeeme sarmak münasebeti ile çıkardığım uzun orman yürüyüşlerinden bir kare..

Yemek sandalyesi...aman bebeleri zehirlemeyelim..cevreyle dost olalım..

Bugün ALişe Bloomdan bir yemek sandalyesi aldım. Bloom ürünlerini çok beğeniyorum, aslında aldığım model aklımdaki model olmamakla beraber, öyle bir indirime girdi ki en olmadı adaevine getiririz dedik..

"Bloom natürel ormanlardan, korunaklı bölgelerden, tropikal ormanlardan ağaç kullanımını kesinlikle yasaklamıştır ve şirket olarak kağıt kullanmayan bir işyeri yaratmayı destekler." Bloomu çok sevmem için bir başka neden, ve elbette bu kadar duyarlı bir marka.

"Ürünlerin yemekle direkt ilgili olan parçalarında polikarbonat kullanılmamıştır. Bunun yerine yüksek kalite, FDA tarafından onaylanmış, yemekle temas edebilen plastik kullanılmıştır. Bloom’un ahşap ürünlerinde herhangi toksik ahşap koruyucu madde, MDF, düşük voc cila bulunmamakla birlikte, formaldehit içermeyen yapıştırıcılar kullanılmış ve malzemeler sertifikalı kayın ve huş ağacı ormanlarından elde edilmiştir."

Öylesine alıverdiğimiz yemek sandalyeleri ile aslında bebeklerimizi zehirliyor olabiliriz, ben elimden gelen dikkati gösteriyorum Aliş için.

Ahanda aldığım yemek sandalyesi de aşağıdadır..



Babamın hastasıyım isimli çalışmamdan..

Cuma, Ağustos 27, 2010

Bebeğimi göbeğime bağlıyorum..

Leo Aliş doğmadan önce bir dünya aparat almıştım ben. Bunlardan en soru şaretle karşılananı Mobywrap olmuştu, aman canım kullanamazsın, o ne ki?, hmm deli misin gibi sorularla karşılatığım bir wrap. Doğumundan itibaren son derece efektif kullandım ben wrapı. 4.5 ayı tamamladığımız şu dönemde akşam orman gezilerimizi bu wraple yapmazsak geziden hiç memnun kalmıyor oğlan..bence parasını çoktan çıkarmış ürünlerden birisidir kendileri.

Asıl geçenlerde oğlan bana bağlı, koşuyorum, ada motoruna yetişmeye çalışıyorum, çicek satan esmer vatandaşlarımız gördüler bizi..ah bunumuzu da çaldılar dediler bana. İçerledim pekçe, çalmadım ki ben diye, dünyanın en kullanışlı bebek taşıma zımbırtısını büyük bir keyifle paylaşıyorum olsa olsa..çalmak ne ki..

Yaz kadınları ne güzeldir Sonyam..

Gerçek dostlarım tüm parmaklarımın sayısını geçmez benim. Herbirinin hayatımda çok önemli yerleri vardır, hepsi birbirini tanımaz bazen, vakit geçirtmem hepsiyle birbirlerine ama hepsini ayrı ayrı severim, hepsi başka dostlarımdır benim, sevgi dostum, ağlama dostum, en çok gülme dostum, her bir birşey dostum vardır, bunlardan biri de Kızıl Sonya'dır, kızıl Sonya herşey dostudur, gezme, dert dinleme, kafasını şişirme, gülme rekoru, ağlama rekoru, bazen sessizce oturma rekoru dostudur.

Kızıl Sonya'nın bir diğer ozelliği de bıkmadan usanmadan her sene doğumgünü kutlamalarını yapmasıdır. Bu sene biz ilk kez gidemiyoruz, malum Aiş var, bizim lojistik sorunlarımız var, adadan Kalamışa gitmemiz kafadan üç saat sürer hehehe. Ama illaki alternatif bir kutlama yaparız nasılsa adada..Amsterdam'da, kimbilir Barcelona'da...

Kızılım Sonyam..tüm gün dinlettiğin benim en sevdiğim doğum günü şarkısı burdan da sana geliyor..hadi bakalım hooop..iyi ki varsın..iyi ki doğdun..seni çok seviyorum..




Ha birde Kızıl hatırlar mısın bilmem..yastığında çirkin bir adam vardı annenle baban miki fare olurken..hahahyt....



Çok yaşa sen e mi? Hep dost hep yanyana olalım..hep en zor günlerimizde destek, en güzel günlerimizde kahkaha olalım birbirimize...

Perşembe, Ağustos 26, 2010

Evren çalışıyor

Bir bebek isterken evrenden arkamdaki wish boarda aşağıdaki fotoyu koymuştum ben..


Şimdi bakıyorum da evren gerçekten çalışıyor, istediğini veriyor..Aşağıdaki dbize gelen...hahahyt..

Çarşamba, Ağustos 25, 2010

Canım Bono'm...

Bugün ilk göz ağrım, biricik oğlum Bono'nun melek olmasının üzerinden tam üç yıl geçti, yanda bir fotoğrafı var, hala onu bana bağlayan, sevgiliminse kaldır artık, ruhu özgürleşsin dediği..bugün özgürleştiriyorum onu, bana öğrettiği karşılıksız koşulsuz sevgi için binlerce teşekkür ederek, hala ışıldayan gözlerini özleyerek, sabahları yalayarak beni uyandırmasını, sokaklarda beni uçurtma etmesini çok özleyerek...

İyi ki hayatıma girdin, iyi ki bana onca şey öğrettin ve iyi ki beni o kadar çok sevdin..meleklerinle huzurla yaşa biricik oğlum..canım Bono'm...seni çok seviyorum..ve hep seveceğim...

Uykular fullensin beyler!

Leo Aliş'in gece uykularını ful çekmesi için uğraşıp duruyoruz sevgili ile, akşam uykusuna en gec 21 itibarı ile dalıyor, uyku öğününü becerebildiğimiz en geçsaatte veriyoruz, dün sabaha karşı 5:30da uyandı, sütünü içti ve uykuya devam..hoş hep uykuya devam etti bugüne dek, ne beni ne de sevgiliyi üzdü, haksızlık etmeyeyim.

Ve fakat arsız anne baba modeli olarak bizler sanah 7:00de kalksın istiyoruz. Bakalım bu hayal ne zaman gercekleşecek..

Ben şimdi gideyim de mümkün olan en geç saatte verdiğimiz uyku öğününü gazlayayayım hahahyt..

Aşağıdaki foto sabah cıvıldamalarından birinde "Yataktan taşan ayaklar" isimli çalışmamdan..

Salı, Ağustos 24, 2010

Organik sebze mi?

Çalıştığımdan benim için taze meyvenin en babası migros caddebostandadır..o da şanslıysam elbette. Genelde iş çıkışı yaptığımdan bu alışverişi pekte şansımın yaver gittiği söylenemez.

Ve fakat..keşfettim...İpek Hanımın Çiftliğini keşfettim..kolim bugün geldi.Sedin yardımları ile karıncalar gibi adaya da taşındı..aman yarabbim, içinden çıkan o közlenmiş patlıcanların tadına doyum olmadı, tereyağında pişiridiğim mısırlar,ah o pembe domatesler, körpecik kabaklar, mis kokulu tereyağ, zeytinyağ, peynir, enfes köy yumurtaları, şeker üzümler, biber salçası, kantaron, nane, kekik ve aklıma gelmeyen onlarca enfes sebze meyve, ot, peynir, Herşey enfes güzellik ve lezzette.

Beni benden alan ise alışverişin modeli, patlıcanlar çoktan midede ama Pınar hanım ödemeyi koli gelip kontrol ettikten sonra yapmamı istemişti, ben Türkiye'de böyle satıcılar olduğunu görünce bir sevindim sorma gitsin..Ne kontrol edicem ürünleri, hepsi birbirinden şahane dedim kolileri görünce, ama Pınar hanımın işine olan güvenini görmekte çok hoşuma gitti hani..eft yarın sabah ilk iş.

Hala almayan, migrostan ucubik sebze meyve alan varsa hemen denesin derim, migros sebze reyonuna ben bugün itibari ile elveda dedim..böylelikle ne kendimi ne de etrafımdakileri zehirliyorum artık, herşey organik, herşey dalından, herşey müthiş.

Pazartesi, Ağustos 23, 2010

Diğer tarafın kara çarşafı

Sabah aşağıya indik, serinleyen havaarı ve uyuyan Alişi fırsat bilip, sevgli sevgiliye bir kahvaltı edeli ve felekten bir gün çalalım diye.

Böreklerimizi kukilerimizi aldık, her zamanki gibi Bahar Cafeye konuşlandık.Adaçaylarımızı istedik keyifle. Lakırdılanıyoruz eşle dostla, havalar da ne güzel serinledi geyiğinin dibine vuruyoruz.

Dikkatimizi üç çarşaflı hem de kara çarşaflı kadın çekti, bu seferkiler aşina olduklarımızdan değildi ama, bir başkalık vardı ama acaiplik aynıydı elbet.

Üstlerindeki acaip kıyafet bele kadardı alttansa başka bir siyah etek çıkıyordu, ayaklarında terlik vardı olmasına ama bizimkiler gibi çıplak ayak görünmüyordu siyahta çorap giymişlerdi. Pes dedik hava serinledi ama donmuyoruz ki daha.

Anladık ki bunlarda hristiyan dininin aşırılarıydı, rahibelerdi ruhban okulunu ziyarete gelen, nasıl ki bizim çarşaflı ekibe sempatiyle bakmıyorsam bunlara da bakmadım ve iyi ki ruhban okulu açılmıyor dedim..eğer açılırsa bir tarafta bizim çarşaf (Malum Arap turist kaynıyor buralar) diğer tarafta bu çarşaflar ada çekilir bir yer olmaktan çıkar. Çekilir yeri bırak Atam'ın kemikleri sızım sızım sızlar, hoş sızlayacağı kadar sızlamıştır ya..

Sahi hem ruhban okulu neden açılsın ki, bizim yunan türklerimiz müftülerini seçebiliyorlar mı? Ya da Atina'da bir cami açılabilmişti de biz mi kaçırmıştık. Atina'da bir cami biliyorum ben Plaka'nın oralarda, o da müze..Bu işler hep siyasi ve ben buna din özgürlüğü diye bakmıyorum..Ruhban okulunu da bizim evden olan manzarası ve gizemi için seviyorum.

Perşembe, Ağustos 19, 2010

LEO's FIGHT CLUB

Vay canına, bu yazıyı yazmak bana düştü....
Anne sütü haricindeki tadlara hayır  demeyen Leo bir başka lezzetle dalga geçti...
Çift aşıya karşı ateş düşürücü .... portakal renkli portakal tatlı .... nasıl olsa kabul eder dedik
İkimiz de denedik ve fakat o da ne, bizimki blüblüblüblü yaparak ve hatta bıyık altından müstehzi bir ifadeyle, bizimle dalgasını geçiyor, yarısı içeri yarısı dışarıııı, ağlamıyor ama net bir tavırla karşı koyuyor...
Yahu nereden anladın başka bişey olduğunu..... 
Bu da ilk bilinçli reddediş olsa gerek.....

Çarşamba, Ağustos 18, 2010

Fışfış kayıkçı

Aylık doktor kontrollerine götürüyoruz Leo Ali'yi ...bu ay biraz erken gittik zira sol kolunun altı şişti..şişkoluktan mı..beze mi diye düşünürken verem aşısının yan etkilerinden biri olduğunu söyledi doktor.

Boyu 65 cm, kilosu da 6,255 gr..sadece anne sütü ile ayda ortalama 600 gr alması öngörülüyor, bizimki genelde üstünde çıkıyor yakında onu da diyete sokar mıyız hahahyt?

Dünkü karma aşıdan ateşi çıktı..welcome to the club..artık hastalıklarla başetmeyi öğrenecek..ateşlenecek..sümükleri akacak...



Ha bu arada dün ilk kez doktoru oturma müsadesi verdi...dededi zaten fışfış kayıkçı ayağına oturtup duruyordu oğlanı..bizim aman baba cığlıklarımız arasında..

Adada denize girme sorunsalı

Bizim adada diğer adalar gibi denize girebilmek sorun, zira plaj/beach yapılmamış tek bir sahil yok, ada halkının tamamı klübe gitmekte, günü birlikcilerde paraları bayılıp bu plajlara girmekte.

Oysa benim yazlıkta anladığım bikinimi giyip arsız arsız salınarak en yakındaki su birikintisine çuplamaktır. Sevgiliye sorup duruyorum neden diye..."Kınalı hariç tüm adalar böyle" diyor başka da birşey demiyor...ha bu arada plajların tamamı ruhsatsız/izinsizmiş, ne demekse..hem ruhsatı yok hem vergi ödüyor..enteresan bir memleketiz vesselam.

Dİyeceğim şu ki, bir sivil hareket olmalı denizimizi istiyoruz diye..hoş cumhuriyetlerini koruyamayan bir millet denizine sahip çıkabilir mi?

Akşam lakırtıları işte..



Ada evinin balkonu..her ne olursa olsun bize soluk aldırdığı, şu kavurucu sıcaklarda pöfürdediği için bayılıyorum ada evine.

Bu arada bilgi olması acısından, biz genelde Halkinin havuzuna gidiyoruz, hem hiçkimse olmuyor hemde çastık müzik çalmıyorlar..arada adaya geliyorsanız şddetle tavsiye ederim..denize girmek istersekte arada birde klübe gidiyoruz..

Salı, Ağustos 17, 2010

Al bakalım sana bokunda boncuk buldum bloğu..

Bugün itibariyle sevgili oğlum Leo Ali seninle alakalı postlarımı platin rengi saçlarımdan ayırmaya karar verdim. Olmuyordu senin kakalı bezlerinle benim diyet recetelerim, yogalarım, platin saçlarım hehehe..bu demek değil ki seni sevmiyorum. Seni dünyadaki herşeyden daha çok seviyorum ve üstelikte sonuza kadar bu sevgi..karşılıksız koşulsuz..

Söylemeden geçemeyeceğim..babanı o biricik sevgilimi de en az senin kadar çok seviyorum...

Ha birde bloğun adına gelince, en az bizler kadar anarşik olacağın için, şu anki melek hallerine aldanmadım, ileride hep itişeceğimizden şöyle bir Kramer Kramere karşı effekti vereyim istediğim seninle olan maceralarımız anlatacağım, aslında senin olan bloğa.

Bu benim sana aramıza hoşgeldin, iyi ki bizi seçtin hediyem...

Elemterefişkemgözlereşiş.13/08/2010

Bize bugün misafir geldi..Pinar, Duru ve Nurdan Zeyno. Aliş ile karşıladık kızları, keyifli sohbetler ettik,..Yasemin ile ettiğimiz popomuza ter akıtan iskelede kahvaltı kulağıma küpe olduğundan kızlara bize gelin dedim..çokta iyi ettim, püfür püfür esen ada balkonumuzda felekten birgün çaldık. Kızlar artık boğazda şarap partisi yapalım olur mu? Sözü aldım ya hehehe.

Bu arada başımıza bir felaket geldi az önce. Pompa ile süt sağarken pompa çattadanak yere uçtu ve kırıldı. Sanıyorum hem bebeğe anne sütü verip hem de depresyona girmediğimden kötü gözlerin nazarı vardı hahahyt.

Asıl bomba, adadayız, ebebek falan yalan, hadise gece 9'dan sonra oldu. Pompa yok, e bu memeler patlasın mı? Oğlan aç mı kalsın, hele de bir de sabaha kadar sütü sağamazsam sütüm kesilir mi?Aman sevgili bu ihale bana kalmasın diye dertli.

Kurtarıcım, vır vır arayıp öğüt aldığım Verda geldi aklıma, ahanda sütü kesmişti, pompa kardeşliği de vardı diye, hemen bir telefon çaktım, "Hemen gönder sevgilini" dedi, sabaha kadara ayaktayım.Çok yaşa Verda çok yaşa! Bu gece kahramanım bir sensin. Birde Sevgilim, ta adadan hiç vızırdamadan kalkıp Tuzlaya gittiği için.

Bu vesile ile de bu bloğu okuyup hakkımda sağda solda atıp tutan kem gözlere şiş elemtere fiş diyorum.He bu yazıyı okuyup, "ee allahın tokadı yok" diyenlere de burdan şappadanak tokat hahahyt..

Analık babalık köpeklik derdi sevgilim de güler geçerdim..11/08/2010

Hep derdi sevgilim. Analık babalık köpeklik diye, güler geçerdim, bıyık altından. Bugün balkona havuz kurduk Sed getirmişti Aliş'e, aman canım çüş artık diye bugüne dek şişirmemiştik, ta ki ananelerden dönüp adanın kavurucu sıcağı yüzümüzü yalayana kadar. Pekte güzel oldu, ev hanesi kolunu bacağını sokuyor Aliş'te yan gelip yatıyor su yatağında.



Hamileyken yazdığım bir post vardı, infial yaratan, eve girerken ayakkaplarını kapının önünde yığmaya bayılan ekibe çok ters gelen, eve ayakkapla girme hadisesi. Biz hala giriyoruz, belki sırça köşkte yaşamıyoruz, aksine adanın boklu yollarında yürüyoruz ama hayatımıza Aliş geldi diye alışkanlıklarımızı alaşağı etmedik, nasılsa önceki yaşamımız aynen devam ediyoruz. Ve bundan pek büyük keyif alıyoruz.

PS- Yorumları kapadım ya oh ne rahatım, hahayt.

Marmara Denizini seviyorum! 09/08/2010

Annemlerdeyiz. Bursa'da yazlıkta. Herkesin aaa Marmara Denizi'ne cocuk sokulur mu yahu? Deniz leş" nidaları arasında Aliş'i denize soktuk. Benim doğduğum, yüzdüğüm deniz, çocukluğumun en güzel günlerine şahit olmuş deniz. İstedim ki, ALiş de tanışsın Marmara ile..herkesin burun kıvırdığı Marmara ile dost olsun, ahbap olsun, anneannesine geldiğinde poposuna mayosunu geçirdiği gibi havlusunu sırtına atıp denize koşsun, soluksuz.


Ada'da denizi henüz denememiştik, döner dönmez Ada'da da denize sokacağız.

Yaşasın internet alışverişi..28/07/2010

Ece beni tüm alışveriş sitelerine üye eder.Şahane alışveriş yaparım beleşe..piyasadan 15 liraya alınacak şeyler (gerekli olmayabilir bunlar ama mühim değil) 3 liraya alırım..pek karlı hissederim kendimi..eşe dosta da alır..oh be derim..bugünün incileri...





Evde çok boş duvar olmamasına karşın, artık Alişin odası olsun banyo olsun, biryerlere asıcaz.


Aliş sürekli tepiştiğinden bunlarda paketli, bacaklarını arabanın kenarından cıkaramıyor, bayılıyorum.Dokuması her mevsime uygunu var.Ben her mevsime uygun oalnı alıyorum ki masraf olması hehehe.


Artık biberonları bulaşık makinesinde yıkadığımdan sepet,o kadar dağılıyotlar ki, parçaları süzgeçten topluyorum.BPA free.

Birde adadayım ya, alışveriş imkanım manav ve marketi geçmediğinden "Yaşasın Internet alışverişi"

Bizim evin askerleri..25/07/2010

Adaya gelirken Defdef'den içettiğim sterilizasyon makinesini hacmi sebebiyle getirmeyi unutmuşum, Aliş daha 45 günlüktü, doktorumuzu aradım, biberonları hergün kaynamış sudan gecirin dedi...neee her gün mü dedim, iki günde bire anlaştık. geçen günlerde o biberonların aldığımız gün kullandığımız renkte olmadıklarını hatırladım. Hadi dedim yeter bunları bulaşık makinesi atıyoruz..ve sonuç..calgonit reklamlarına bile çıkabilecek bir ışıltı..bir temizlik..öncesinde pis pismişiz yahu..yok makineler..yok kaynamış sular..oh mis gibi oldu biberonlar...mis..pek mutluyum.



Askerler yukarıda..bu evde benden çok en vazifeliler onlar..bendeniz de süt entegre tesisi olarak vazifeme devam ediyorum hahahyt..

PS-tekrar söylüyorum..yine söylüyorum siz siz olun bebeklerinize aldığınız tüm ürünleri BPA içermeyen alın..

PS-Aliş artık dönüyor..tarihe not...

BPA nedir? 16/07/2010

Hamilekyen biberon seçimi ile ilgili bir post yazmıştım. Ahanda şurda. Oradaki maillerden bir kısmı biberonların ve plastik eşyaların özellikle BPA içermeyen olması konusunda beni sıkı uyarmıştı...alık hamile olarak anlamamış ve araştırmıştım hemen...amanın BPA denen Bisphenol A maddesi..plastiğin olmazsa olmazı..

Hemen mini bir alıntı...kaynak şurası

" Birçok gıda ve içecek kutusunda, bazı tıbbi malzemelerde de kullanılan BPA, vücutta östrojen hormonunu taklit ediyor. ABD’de Ulusal Sağlık Enstitüleri’nde görevli bilim adamları, BPA’nın prostat ve beyin gelişimi üzerinde zararlı etkilere yol açabileceği, cenin, bebek ve çocuklarda hareket değişikliğine neden olabileceği uyarısında bulunmuştu.
İngiltere geçen yıl yapılan bir araştırma da bu kimyasalın vücutta yüksek seviyelerde bulunmasının, kalp hastalıkları, diyabet ve karaciğerde enzim bozukluklarıyla bağlantısı olduğunu ortaya koymuştu. "

Yabancı sitelerde ve sağlık örgütlerinde istemediğiniz kadar uyarı var BPAli ürün satın almayın diye. Dev markalar ellerinde kalan BPA içeren ürünleri üçüncüü dünya üülkelerine gazlıyorlar ve bilin bakalım Türkiye kaçıncı dünya ülkesi..evet maalesef, piyasadan satın aldığınız tüm ürünler BPA içeriyor, sizin herşeyden sakındığınız biricik bebeğiniz aslında dev firmalar tarafından zehirleniyor.

Ben Alişe BPA içeren hiç bir ürün almadım, herşeyi yurtdışına gittiğimde veya internet üzerinden satın aldım tüm anne adaylarına tavsiye ederim.

Bana bu BPA yazısını hatırlatıp yazdıran, birkaç post önceye yorum bırakan Savaş'a teşekkür ederim.

BPA nelerde olabilir..Emzik, biberon, plastik oyuncaklar, diş kaşıma aparatları, sterilizasyon makineleri ve aklıma gelmeyen onlarca plastik ürün..aman dikkat edin..mutlaka ürünlerin üzerini okuyun..BPA Free yazısı gördüklerinizi satın alın..eğer görürseniz elbette...durum akıllara zarar.

Bebeklerin de tarzı olur..22/07/2010

Bundan önce eşin dostun çocuğuna hediye yaptırdığım bir site vardı..haftasonu aa dedim Aliş'e de yaptırayım, zira doğmadan önce birkez yaptırmıştım babalar gününde sevgiliye hediye...sonra da doğum..adama alışmak derken unutmuşum..Cumartesi gecesi derhal siparişleri verdim...eğer sizde piyasada satılan açık mavi, pembe, yeşil ve sarı tonlardan sıkıldıysanız ve bebeğinizin biraz olsun tarzı olsun istiyorsanız site şurası...

Alişin siparişleri de aşağıda..

Ve sahalara döndüm...06/07/2010

Bugün motorla anakaraya giderken kendi kendime düşündüm..hesapladım, böldüm çıkardım..tamı tamına 20 yıldır çalışıyorum ben..üniversite II'de başladığım profesyonel iş hayatım ömrümün yarısı kadarmış..beni tanıyanlar bebek olduktan sonra işe hemen döneceğim konusunda fikir birliği içindeydiler..ve beklenen oldu..tam 80 gündür bebeğin doğumuyla birlikte kendime hayatımda vermediğim kadar uzun bir tatil verdim...hemde ne tatil..hayatımın en keyifli tatili...en cıvırdak..en çıpırdak..en bi en tatil...her anını keyifle geçirdiğim..şahane bir iş yapmışız dediğim..bazı bazı caresiz bakakaldığım ama sevgili sayesinde çabuk toparladığım 80 günlük koca tatil..bugün bitirdim..sahalara geri döndüm..kendi isteğimle..artık yeter diyerek..çalışmalı..üretmeliyim diyerek...ofise bildiğiniz valizle gittim..zira ada evinde de istanbul evinde de bir ofis kurmuştuk..dünyanın evrağı birikmiş her iki ofiste..topladım..çeke çeke götürdüm..şimdi içim pek bir rahat...hem işe yaradığımı hissettiğim..hem de üretmeye devam edebileceğimi bildiğim için...

Ama günün bonusu beni vapur iskelesinde şık şık giyinmiş beni bekleyen Aliş'ti..insan hayatı ne garip..nelere sevinir oldum şu 80 günde..Aşağıdaki fotoğraf günün bonusunun t-shirtü..



PS-Merak eden..Aliş sütsüz kalıp mamalara mı başladı diyen varsa..hayır..süt entegre tesisi bendeniz cennet kuşu pompamla geziyorum tüm şehri..

Pool open..05/07/2010



Yukarıdaki fotoğraf Goa'da çekilmişti..Hintlilerin enteresan ifadeleri var tabi..musonda okyanusa girmekte "highly dangerous"..bu fotoğrafın aksine biz dün çekirdek ailemizle havuz sezonunu resmi olarak açmış bulunuyoruz..Kıyafet ve oyuncak sponsorumuz Biricik Derya..ah birde gözlükler vardı sponsorumuzdan ama havuza girerken anası gibi öküz olmasın diye çıkardık hahayt...



Aliş'i bıraksam gidecekti bana soracak olursanız..o ayaklar suda takla oldu..bir ara komple sokayım mı diye düşündük hani..iyisi mi kendimi sokayım dedim..sevgili ile kıpraştık güzelce havuzda..hava da cehenem gibiydi..pek keyf ettik..Aliş bizi utandırmadı..üç saat boyunca tatlı tatlı oturdu..kah havuzda ayakları çıpırdattı..kah uyudu sezlonglarda...



Süper bezelyeler...


Ve son olarakta..aslında Aliş'in özgür iradesi ile karar verme yeteneği gelişene kadar bloğa fotoğraf koymamayı tercih ediyorum...amma velakin..sevgilinin çektiği şu enfes fotoğrafta bana olan beznerliği gözlerimi kör ettiğinden ammaaan...ne özgür iradesi diyor..irade benim diyor ve iki fotoğraf koyuyorum yüksek müsadelerinizle..





Sonradan EDİT- Mormermaid aradı...senin bloğunu kötü gözler de okuyor dedi...nazar boncuğu koy dedi..nazar boncuğu koymayı bilmediğimden GGÇ diyorum..o zaman sevenler de bir kıçlarını kaşırlarsa süper olur..

Keyif aldığım kareler..28/06/2010

Ada balkonumuzdaki çamaşır ipleri çok şen bu sene..ikiş günde bir yıkanan bezlerle dolup taşıyor..ben de bu görüntüye bayılıyorum...



Eleştirilse de ben postlarım da ses efektleri kullanıyorum çokca..normal yaşantımdaki halimi yazıya yansıttığını düşünüyorum..karamsar ve vesveseli bir tip değilimdir...ee o zaman bunu neden yansıtmayayım derim..benim günüm aydınsa herkesinki de olsun. Ve aşağıdaki fotoğraf bomba..farketmeden almışım..dün farkettim.Hemen fotoğrafladım.



Düzenli beslenmeye devam. Hem süt yapan aynı anda eski kiloma dönmeye yardımcı enfes bir beslenme düzeni..birde ayıptır söylemesi domuz gibi yiyorum..çok yaşa Taylan çok yaşa..Merak edenlere öyle fit mit olmadım daha.Rahmin büyümesi ile oluşan bir göbeğim hala mevcut. Elimden geldiğince yoga yapıyorum ve bisiklete biniyorum..herkes bunun 6 ay ila bir sene içerisinde toparlayacağını söylüyor..şimdilik memnunum..memelr hariç bikinilerime sığıyorum hahahyt..Pamela Anderson'a rakip olabilirim bunca rezene ve ısırgan otundan sonra..çok şükür..çok...


Oğlan da arkada danalr gibi uyurken hehehe.

Sevgilimin Babalar Günü..20/06/2010



Aliş'in ilk babalar günü..benim için çok anlamlı bir babalar günü...aşık olduğum adamın bizim bebeğimizle kutladığı ilk babalar günü...

Sevgilim..nice keyifli..beraber babalar günleri..aşkımız..sevgimiz..ve saygımız hep artsın..Aliş'le..Seni çok seviyoruz.

Tanya&Aliş

PS- Evlendikten sonra sevgiliye sevgili demeyi hastalık gören zihniyete ithafen bir post yazacağım..tez zamanda...Yaşasın sevgililik...

Sevgilimin organik bebeği..18/06/2010

Aliş aramıza katılmadan önce uygulamak istediğim iki mevzu vardı, biri bezsiz bebek..bir diğer kumaş bez..
İlkini arada bir deniyorum..ALişin ne zaman çiş ve kaka yaptığını biliyorum..günde bir kere yakalasam kardır diyorum..bunu ayrı post yapacağım..biraz daha başarayım da hele bir....bugün sözetmek istediğim ise kumaş bezler.

Deneme setini aldığım kumaş bezlerle bugün üçüncü günümüz...Alişin hiç bir şikayeti yok....mutlu mutlu gülümsüyor..dünyaya küçük bir katkım oluyor diye..benim de....oh be diyorum bugünde dünyaya kendi cöplerimizi eklemedik..oh be içtiğimiz suya..soluduğumuz havaya en azından Alişin kakaları ve artık bezleri karışmayacak..oh be diyorum...oğlanın sperm üretiminde bir arıza çıkmayacak..oh be diyorum kağıt bezlerdeki kanserojen maddeyle Alişin poposunu vedalaştırdım..oh be diyorum şimdi...denemeye devam edeceğim ara ara da ilgilenenlere bilgi vereceğim...arada bir sıkıcı anne blogu olabilirim hehehe...

Sevgilim bayılıyor Alişe..benim organik bebeğim diye kucaklıyor onu...

Bu arada eklemek istediğim..bezleri kaka ve çişlerden arındırıyoruz..beyaz sabunla..kovada bekletiyoruz 12 saat..daha sonrasında antibakteriyel çamaşır deterjanı ve yumuşatıcı eşliğinde makinede 60 derece yıkayıp adanın serin rüzgarlı balkonunda kurutuyoruz..isteyenler makinede kurutabilir de üstelik...hiç zor değil..



Organik popo..



Organik poponun BPA Free emziği...

Atina Yolcusu kalmasın...05/06/2010

Yarın sabah Atina yolcusuyuz..sevgili ve ben...hem ziyaret..hem ticaret..eh hazır gitmişken de biraz tatil...biraz soluklanma...biraz aşk tazeleme...biraz para kazanma belki..biraz hasret giderme...en çokta özlem...emin ellere bıraktığımız Aliş'imize özlem...ama bir yerden başlamalı hayat..normale dönmeli...çok küçük olduğundan götürmüyoruz bu seyahate...ama biraz toparlasın..ele gelsin..Aliş'te bizimle gezmeye başlayacak..ve umuyorum ki seyahat sever bir adam olacak..olmazsa vay haline zaten hahahyt...



Eski Atina seyahatlerimizden bir foto...feribotla öpüş kokuş adası Santorini'ye gecerken

Yoga ve Spor izni...31/05/2010

Ruhum bedenimle bütün artık benim..tam oldum..hayata bir mucize getirmek bir kadının yapabileceği en şahane şeymiş...onu bir diyeyim...annelik martavalı olarak algılanmasın...

Ben yoga yapmıyorum tam 43 gündür...doğumdan önceki gün son yoga dersine gitmiştim..yuvarlanmıştım demek daha doğru olur...bunu cok faydasını gördüm..oğlanın uykuları esnasında dinlettiğim müzik hep aşram müzikleri..huzur içinde uyuyor...

Bugün bana izin çıktı..yoga yapabilirim..spor yapabilirim...doktorum şöyle dedi..."Türk kadının kendi vucüduna saygısı yok..doğumdan aylar geciyor ve hala o vücutla geziyorlar..sonra aaa kocam nerede?" sert bir yaklaşım ama doğru..dibine kadar doğru..bana tavsiyesi..yogana hemen başla ve sabah akşam yirmi mekik çek...ha bu arada beni gördü ve "süt veriyorum diye kendine iyi bakmışsın" demeyi de ihmal etmedi..yıkıldık gülmekten..ama içimde ince bir sızı bıraktı elbette bu...ben şimdi mekik çekmeye gidiyorum....

Sabaha da yoga dersim var...kendimle bir ve bütün olup..içimde oluşan huzur ve mutluluğa mutluluk katacağım...Aliş'e de ilk yoga asanalarını göstereceğiz sevgili ile...oğlan muhtemelen yukarıda herşeyi hatmetti ve geldi...bilge gelsin diyordum hep..geldi kendileri..bağdaş kuruyor ve dizlerde mudra yapıyor...hayretler içindeyiz..eğer yarınki dersi başarı ile bitirebilirsek aşramdaki derslere katılmayı düşünüyorum..hemde Aliş ile...

Kiki..Galata Moda..Beyoğlu..Aliş...Siso...Kero..28/05/2010

Biz bugün heyecanla uyandık...Aliş ile ilk kez karşıya gecmek için..Kiki'mizi görmeye..Beyoğlu havası almaya..Sevgili ile yemek yemeğe..biraz keyif etmeye karşıya geçmek için...

Galatamoda'ya gittik..benim tek ilgi alanım Kiki'nin standı idi..zira Şebo'dan tüyoları almıştım..tam benlikmiş..birde ne göreyim...adeta yağmalanmış ortalık..pek sevindim laf aramızda..maşallah deyip popomuzu kaşıyoruz...üzerime olan bayıldığım aşağıdaki elbiseyi aldım..sipariş üzerine çalışılma sözünü kopararak Kikiciğimden...ah heyecanla bekliyorum..



Bu seferde teleobjektif yok..derin sohbette sevgili direk yakalamış bizi...

Aşağıdaki elbise de Kiki'nin şahaneliklerinden biri..sona kalan dona kalır hesabı herşeyden alasım vardı..kendime göre tek elbise bulup..direk atladım elbette...buna da şükür..ya cumartesi gitsem..hele de pazar...mecburen askıları alıp dönecekmişim hehehe...



Hazır Beyoğluna gelmişken Tünel'e gitmeden olmaz dedik..en sevdiğimiz mekan House Cafe...Hem Aliş görsün bilsin..hemde aç karınlarımızı dolduralım diye...

Farkettik ki Alişli hayatımız öncekinden çok başka değil...her yere gidebiliyoruz..hiç birşeyden eksik kalmıyoruz...çok şükür...

Dönüşte canım ablam Siso'ya uğradık..40 günlük olan Alişe 40 ucurması yapmış biricik Sisomuz ve Keromuz...yumurtalar...ipek mendiller...alim olsun diye kitaplar kalemler...ben baby showerlara kıl olurum..birşey yapılacaksa kendi geleneğimizi yaparım derim..ama maalesef geleneklerle de aram pek sıkı olmadığından genelde de es gecerim..gelin hamamı...gelin kınası acaip kıl olduklarımdır mesela..ve fakat Siso'muz 40 uçurunca bizde ucuruverdik..oğlanın görüp göreceği tek cemiyette bu olsa gerek...5 kişilik cemiyet hahayt...tam bizlik..samimi ve içten..gösterişiz ama karşılıksız koşulsuz ve sevgi dolu...beklentisiz...



Ha yukarıdaki pakete Doktor gelince birde mesir macunu ilacı ekledi...oğlanın sevişme potansiyelini artırmak için..yuvarlandık gülmekten elbette...

Bugünü de böylece bitiriverdik..su gibi...



Gecen sabahtan hoş bir kare..yakalanmışız yine heheh...Aliş göbekte bağlı...en sevdiği yer..bunca sıcağa rağmen...

PS-Saclar değişti..doktordan izin koparmak süreti ile..diplere hiç dokunulmadı...siyah bırakıldı..devamı platin..ona da çok şükür...

Ada mevsimini açtık...24/05/2010

Pazar günü Adaya gittik..sezonu açtık..Aliş...sevgili..ben...ilk kez..göbekten cıktıktan soonra..enfes bir hava vardı...önce kahvaltı..sonra yürüyüş...sonra bol kahkaha..sonra şahane yemek...hepsi ALiş'le..sabahtan başladı gün..cok erken..akşam eve döndüğümüzde saat 8 idi..oğlanı da kendimize benzettik..sokak iti yaptık..hiç şikayeti yok kendilerinin...ee bizim zaten yok ...

Ada çok güzeldi..bahar gelmiş..çicekler açmış..heryer mis gibi kokuyordu...evler tozlu..pis...bu hafta ışılamayı bekliyor ki önümüzdeki hafta sonu bize kucak açsın..pek memnun kaldık adadan...yaz gelsin tez vakitte dedik..el ele dolaşırken boş sokaklarında...



Adada oğlanı sömürürken sevgiliye yakalanmışım hehehe...merak edenlere hamile iken aldığım moby wrap şahane çalışıyor..kanguru hikaye..anne rahmi gibi..saatlerce uyuyabiliyor..hemde ben mobil haldeyken...tavsiyelerime şahandır...

Emzirmeli mi emzirmemeli mi konusuna radikal bir yaklaşım..13/05/2010

Şurada yazmıştım...daha hamileydim..emzirmekle ilgili sıkıntılarım verdı...çoğu dost hele bir doğsun..gözü gözüne değsin..görürüz o zaman seni demişti...

Efenim emzirmekle alakalı kendimce devrim niteliğinde bir hareket yaptım..hamilelikteki fikirlerimle tam olarak paralel...annelik beni değiştirmedi anlayacağınız hahahyt..

Alişin geldiğinin 6. günüydü..emziriyorum..kendimi süt entegre tesisi gibi hissediyorum..durumda bir ulvilik katiyen yok..emen bebek memeyi acıtıyormuş..canım memelerim ne işe yararlardı ne hale geldiler diye inceden bakıyorum...ama kimselere de demiyorum...neyse...ateşimin tavan yapması ile birlikte..ahanda dedik..bu ALiş memelerdeki sütü bitiremiyor..süt ateşi bu..evde Tugbacımdan arak pompa var..hemen denedik..olmadı bana..gece dokuz hemen mağazalar arandı..10'a kadar açık bir mağaza bulundu..deneyerek alabiliyorsunuz..denedim....kendime en uygununu aldım...memeler sağıldı..6 dakikada...Alişte biberon ile 5 dakikada sütleri lüpletti hemde ilk defa bilinçli olarak 60 cc..ondan önce emme özgürlüğü varmışta bebeğin..her 20 dk bir istese de verilecekmiş martavalından gözlerinin altı morarmış bendenizin yüzüne bir gülümseme yayıldı elbette..oh be dedim..ilk kez oğlan tok uyuyacak...gece sütleri lüpleten Aliş...sabaha karşı uyandı tekrar..beslenme için...hazır zaten...sağmışım..dizmişim buzdolabına...çok şükür dedim...

Bu arada...biberon ile verdiğimiz için sevgili da bu ulvi anı bir enstruman vasıtasi ile de olsa benimle paylaşmaya başladı...ve aslında bu anne için süper bir hareket zira..bebek sadece anneye bağımlı olmuyor..aynı koku ve duyguları babayla da paylaşıyor...böylelikle baba bu hadisenin dışında kalmıyor..sadece kaka temizleyici işlevini görmüyor..herkes kendi yolunu bulur demiştiniz bana..biz bulduk..toplamda 45 dakika sürecek bir eylemi 5 dakikada yapıp 40 dakika..sevişme..kokuşma..gülüşme..birbirimizi tanımakla geçriyoruz..hemde ailecek...sadece anne cocuk olarak değil...şiddetle tavsiye ederim...bence babaların da hakkı...bence onların katkısı onları besleme işinden mahrum edecek kadar küçük değil...

Ha memeden hiç mi vermiyorum..veriyorum veriyorum..doyduğu zaman..Aliş'in keyif için...


Yukarıdaki fotoğrafı sevgili çekti..sırtımda başka bir atletin izi var..(artık yok..fotoğraf edit edildi..Canım Burcu tarafından..bin teşekkür)biz hergün 12-15 arası sahildeyiz..Alişle uzun ve keyifli yürüyüşler yapıyoruz...ve bunu 5.günümüzden itibaren yapıyoruz...

PS- Bu konuda bana sonsuz destek olan ve gelenekselci davranmayan sevgili doktorumuza da buradan teşekkürü borç bilirim hehehe..her zamanki gibi tam bizlik bir doktor bulmakta üstümüze yok...

Anneler günü..iş güç..iyi ki doğdun canım annem...08/05/2010

Bu benim ilk anneler günüm..anne olarak...yıllardır annemin anneler gününü keyifle kutlarken..birden sudan çıkmış balığa döner miyim?..her zamanki seremoninin yerini bir başkası alınca alıklaşır mıyım?...Anne oldum diye anneler gününün baş kahramanı olmaya hak kazanır mıyım?...

Pazara tüm sorularımın yanıtını almış olacağım...

Ama şu kısacık sürede anladığım birşey var...kusmuk kokusunun hiç bu kadar güzel olduğunu bilmezdim..kokla kokla..içime çek çek..helak oluyorum...bu mudur..budur...

Bu arada gecen hafta iş sebebi ile sevgili ile kolkola girip bir resepsiyona gittik..doğum yaptığımın 15.günü..bu anı canlı tutayım..bir not düşeyim istedim...Aliş geldikten sonraki işle alakalı ilk hedefim buydu...oldu..ikincisi yolda...bakalım becerebilecek miyim?..evet göbeğim var..doktorum 1 ay içinde toparlayacağını söyledi..sonrada yoga ve spor yapmamı istedi..20 günüm kaldı..bekleşiyorum...



Perşembe günü Annemin doğumgününü kutladık..hediye paketi yaptığımız Alişi o günlük ananesine verdik.."aldığım en güzel hediye"dedi..bizde bayıldık...çok yaşa annem çok yaşa..hep keyifle yaşa...

Değişen kareler...01/05/2010

Evde enteresan haller yaşıyoruz bu aralar...ALiş'in gelmesi ile birlikte alışık olduğumuz kareler bir bakıyoruz bambaşka karelere dönüşmüş..o hallere alışmamız ise saniye sürmüyor..pek keyifli zira...eski halden daha çoşkulu..daha zevkli...daha sevgili...


Bu koltuklarda uyunmaz aslında..çok rahatsızdırlar...ama gece boyu popo acan..yıkayan..Aliş uyutan baba uykuya yenik düşmüş...siyah koltukta..


Sevgilinin anayasa projelerinin düştüğü hal..sünnet kremi..popoyu pişik eden hastaneden gelen ve acilen Desitin ile değişen pişik kremi..ALiş'in saclarını ipek gibi eden saç fırcası..saçları taramak çok mühim bu arada...konağı engelliyor..ve göbek bağının düşmesi için alkol...hala düşmedi.....heyecanla bekleşiyoruz ...



Yatak odasından bir köşe..arkada Budha...önde zıbınlar battaniyeler...ve evet oğlanın dolabı var..ama gece uyanmaları için bizim odada da ufak capli bir gecekondu inşa ettik..gerçek anlamda gecekondu hehehe.

Bizde durumlar bu şekil bu aralar...bayılıyoruz tabi...uykusuz geceler..gündüz şekerlemeleri..hayatı tersten yaşamk..başka bir keyifmiş...

Ortaya karışık olmuş bu post...yeni annelikten...28/04/2010

Şimdi aklıme estikce sokağa çıkamadığımdan bakkaldan telefon yoluyla sipariş ile çarliston biber istedim..bakkalın çırağı biberleri getirdiğinde uzattığı torbayı görünce dumur oldum..evet biliyordum kadıköy belediyesinin uygulamasını..gönülden de destekliyordum..naylon torbaya son..çevreyle dost torbalara geçiş durumlarını ama mahallemizin bakkalının bunu uygulayacağını düşünmemiştim hiç...uygulamış..içim şenlendi bir anda...oh be dedim..ne güzel...

Ahanda gelen torba...mahallemizin bakkalı gururla sunar...



Sonra beni çok etkileyen bir fotoğraf geldi İlkaycığımdan...odaya geldiğimde Alişi kucağıma verdiklerinde doktorumun bizi izlemesi fotoları...dayanamıyorum birini buraya koyuyorum...yaptığı işten o kadar gururlu ve vakur ki..ben bayıldım...insanın işinden keyif alması gibi yok dedirten cinsten...İlkay'da fotoğraflamış...saolsun..varolsun...



Hamileliğe dair eklemek istediğim..sorulan bir iki konu var..belki birilerine yol olur diye iletmek istiyorum.

Tüm hamileliğim boyunca Şaşkınbakkal'daki alt geçitteki aktarın yaptığı çatlak önleyici yağlardan kullandım..bir kez kozmetik denedim fakat memnun kalmadım. İçeriği aşağı yukarı şöyle: susam yağı, jojoba yağı, kakao yağı, badem yağı, zeytin yağı, kayısı yağı ve muhtelif güzel kokulu yağlar..3 aylık minik bidonlar halinde aldım ve pek ekonomik elbette...ve de elbette en doğalı...

Bu karışımı doğum sonrası kullanmaya devam ediyorum..zira rahim küçülüp göğüsler büyürken deformasyon olmasın diye...zira şu ana dek tek bir çatlak bile oluşmadı..yaza bikini ile çıkabilirim ortalara hehehe.

İlk 3 ay hariç tüm hamileiğim boyunca düzenli yoga yaptım..haftada biri kastetmiyorum..haftada 3,4 ve bazen 5 gün yogama devam ettim..bunun vücuduma faydası büyü oldu..şiddetle tavsiye ederim...muhtemelen az kilo almamın sebeplerinden biri de budur..

Tüm hamileliğim boyunce Taylan Kümeli ile yoluma devam ettim...amaç az kilo almak değil..kontrollü kilo almaktı..hamileliği 12 kilo ile bitirdim..Alişimiz 3820 gram doğdu..yediğim lahana ve pazılar oğlana gram olarak gitmiş demek ki...şu anda hamileiğe başladığım kilonun 5 kilo üstündeyim ve doktorumun tavsiyesi ile bir süre bu kiloda kalacağım..hem kendi sağlığım..hem oğlanın süt entegre tesislerinin tam kapasite ile çalışabilmesi için...

Ve evet süt veriyorum..bu hadise başka bir posta konu olacak nitelikte bir devrimdir..en kısa zamanda yazacağım..