Salı, Mart 27, 2007

Romeo ve Juliet ile aşk için neler yapabiliriz?

JULIET Go, get thee hence, for I will not away.

Exit FRIAR LAURENCE

What's here? a cup, closed in my true love's hand?
Poison, I see, hath been his timeless end:
O churl! drunk all, and left no friendly drop
To help me after? I will kiss thy lips;
Haply some poison yet doth hang on them,
To make die with a restorative.
Kisses him
Thy lips are warm.

First Watchman
[Within] Lead, boy: which way?

JULIET Yea, noise? then I'll be brief.
O happy dagger!

Snatching ROMEO's dagger

This is thy sheath;

Stabs herself

there rust, and let me die.

Falls on ROMEO's body, and dies

Romeo and Juliet By W. Shakespeare Act 5 Scene III

Hadi Bakalım..Romeo'nun zehir ile öldüğünü gören Juliet aşkı için dudaklarında kalan zehir (hancer hancer!!) ile kendini ölümün soğuk kollarına bırakırken biz ne diyoruz aşk için?..Bu bir aşk için ölür müyüz anketi değil...elbette ölmeyiz ama bakalım neler yaparız?

Heyecanla bekliyorum ben...birde severim Shakespeare çok.

Pazartesi, Mart 26, 2007

Tuz Pazarı, İskender,Kozahan, Ulucami, Cumalıkızık, Uludağ, Mudanya..

Haftasonu Bursa'ya gittik..Aman ne özlemişim ben..gitmediğimiz yer..yemediğimiz hiç birşey kalmadı..İskender...yandaki resimde İskender'deki tabaklar var..allahtan artık onlarla servis etmiyorlar iskenderi de çok şükür patlamadık yemekten..aşağıdaki resimde de yemiş olduğum İskender var....nasıl nefisti belli değil...kozahan..ulucami...ulus pastanesi.....mahkeme fırını....tophane....cumalıkızık.... uludağ.. mudanya.. gitmediğimiz yerde hatırımız kaldı..çok keyif aldık..canım Ececiğimi de gördüm..özlemişim..hasret giderdik ama doyamadık. . Canım ablam galiba şu an yorgunluktan baygın vaziyette.. bize katlandığın için teşekkürü borç biliriz...yanlız üzüleceğin bir haberim var haftaya tekrar geliyoruz...lütfen daha enerjik olalım..




Bursa gezimizden eğlenceli fotoğraflar


Perşembe, Mart 22, 2007

Dünya dışındaki ülkeye dönüş


Bu sene yine bir Hindistan seyahati görünüyor bize..ama ne olur rutubete yenik düşmeyelim bunu Ocak ayında yapalım dedik..yani aslında 2008 de. Enteresan da bir program yaptık..Hindistan'a gidilecek öncelikle..Himalayaların eteğinde bir ashramda 3 gün mauna yapılacak..mauna konuşma orucu diyebiliriz değil mi sevgili ve benden bilgili Hocam?..sonra Tibet ve Nepal'i görmek istiyoruz.. Hindistan'ı ben kendimce yeterince gördüğümden.. bakalım Tibet ve Nepal'de neler bekliyor olacak bizi..meraktayım.
Bu Fotoğrafı da görün istedim..olay şöyle resimde..motorla himalayalara tırmanıyoruz..aaa..o da ne? motorun lastiği patlamış...yaklaşık 5 kilometre aşağıya elde motorla yürüyoruz..arkadaki bizim motor..lastiği değişiyor..bir sürü hintli etrafınıza toplanıyor..hasta oluyorlar tabi batılı kadınlara..resim cekebilir miyim diyenler...yanınıza gelip ölece bakanlar...resim karesine sığışanlar...çok şekerler..ama itiraf etmeliyim ki gercek anlamda zararsızlar ve hiç rahatsız etmiyorlar...bakalım gidiyoruz..program değişken..gidenler sabit...ee hadi o zaman..ne duruyoruz

Cuma, Mart 16, 2007

Çok iyi olduğum bir konu!


Ayakkaplar..evet benim neredeyse en iyi olduğum bir konudur bu..sanırım hepimiz öyleyiz...ancak benim ayakkabı sayım 200lere vururken ben artık kendimi bazen"yardıma muhtaç"olarak adlandırabiliyorum..insan her gördüğü ayakkap kendiyle eve gelsin..dolaptaki yerini alsın ister mi? İster..istiyorum.. hepsi benim olsun..çeşit çeşit..artık rengarenk..siyah konusunda olabilecek tüm çeşitlere sahip olduğumdan mıdır nedir..artık renkli ayakkap alıyorum..Ben çok seviyorum ayakkap..diğer konularda böyle değilim...Ayakkap sadece..kendime olmadı mı..olsun sevgili ablama alıyorum..anneme alıyorum...doğmamış çocuklara alıyorum(rüyamda gördüm ya)..alıyorum da alıyorum..alacak birileri mutlaka olur..yeterki ben o an ayakkap cennetinde olayım..

Çarşamba, Mart 14, 2007

Çorap hadisesi



Sevgili Ablam Sybella ve Şebo'ya ithafen..çorap konusunda sizler kadar iddialı olmamakla beraber..buyrun size çizgi roman çorap..ben daha bir ayakkapcıyımdır, moda işlerinde size asla yetişemem ve hatta daha tutucuyumdur hehe..

Salı, Mart 13, 2007

Sobe II



Canım Sebocum beni sobelemişti..çantanın içindekiler dökülsün diye..Dökülemediler bir türlü diye de serzenişlerde bulunmuştu takip eden haftalarda...bazen olmuyor işte..zaman bulup yapamıyorum ama buyrun şebo Hanımcım..çanta solda..içindekiler aşağıda.


1-Güzel arabamın ruhsatı

2-Arabamın anahtarları ve 2 garaj kumandası (Her sabah ve akşam salağa dönüyorum)

3- ıslak mendil..benzinciden

4- Telefon

5- Ayı cüzdanım..içinde hayatım var.

6- Yeni edindiğim içinde yüz fısfısı, el kremi, hayatta sürmediğim parlatıcı, ve DKNY parfüm var.

7- Arabamın teybi..calmasınlar diye cıkarıyorum..3 kez çalındı.

8- Deri eldiven..kışın her zaman yanımda

9- GNC babane ilaç kutum..Ender Sarac'a başladığımdan beri benle geziyor.

10- Ajandam..süperdir...büyüler var içinde nolacaksa??

11- Uzun yılların sonunda henüz vazgecebildiğim binbir renkli rayben gözlüklerin yerine aldığım güneş gözlerim.

Birde çantanın içinde olmayan sigaram var tabi...pufun üstündeydi onlar resim çekerken.

Sevgili Şebo..bilemiyorum çantam umduğun gibi çıktı mı çıkmadı mı ama bak bende becerip yaptım sonunda.




Perşembe, Mart 08, 2007

Son Numaram!

Şöyle 80'li yıllara gidip bakalım ne dinliyorduk dedim..kendime göre süper bir playlist yaptım..belki beğenirsiniz sizde.



















Orhan Veli ve Nazım Hikmet

1.

Guzel kadinlari severim,
Isci kadinlari da severim,
Guzel isci kadinlari Daha cok severim.

Orhan Veli Kanik

(Ocak 1938/Varlik, 15.3.1940)

2.
Kimi der ki kadın
Uzun kış gecelerinde yatmak içindir
Kimi der ki kadın
Yeşil harman yerinde
Dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir
Kimi der ki ayalimdir boynumda
Taşıdığım vebalimdir
Kimi der ki hamur yoğuran
Kimi der ki çocuk doğuran
Ne o, ne bu, ne köçek, ne ayal, ne vebal
O benim kollarım,
Bacaklarım,
Başımdır yavrum,
Annem, karım, kızkardeşim,
Hayat arkadaşımdır.

NAZIM HIKMET

Ve deee tıklayın bakalım...

Çarşamba, Mart 07, 2007

Aynı Yazıyı Görmekten Bunalanlar!


Sevgili Hocamın anısına son yazı uzun kalsın istedim..bazı arkadaşlarım bunalmış galiba..bunalmayalım..iyi değil bunalmak.

..Bahar hiç gitmeden tekrar geldi..çicekler açıyor..bahar dalları tıklım tepiş..üstüste tomurcuk kaynıyor..derhal ayakkabılar cıktı..çizmeler köşelere atıldı bile..utanmasam flipflopla gezeceğim..neyse..bahar gelince bende bir çalışmama durumu oluşur...ne tür bir bahaneyle işe gelmesem..gelsem de erken cıksam..gelsemde öğlen cıksam..cıksamda solusam tertemiz baharı öbek öbek..iki cayır çimen bulsam yatsam yuvarlansam isterim hep...yine istiyorum...aslında emekli olmak istiyorum ben..daha da fena..bir yerde yaşasam ve o yerde bahçe olsa...sabah kahvaltısında dalından kopmuş domates ve biberi limon ve zeytinyağıyla harmanlasam..tıpkı anneciğimin yaptığı gibi..sabah güneşi hafifce ısırsa veranda da taze yapılmış kahvemi içerken..sonra hamak olsa...deli deli sallansam hamakta..dünya umrumda olmasa...olur mu acaba?...ben en azından yönetimden bir hafta izin isteyerek başlayayım hayallerime..