Salı, Şubat 27, 2007

Mustafa Öz





Mustafa Öz...Yolun ışık olsun.


Möz Hoca bizim BAL'da öğretmenimizdi..hayat öğretmenimiz..çok şey öğretti bize..o sıralarda öğrendiklerimizin aslında pek farkında olmasakta bizi ufak ufak hayata alıştırmıştı...herkesin mutlaka bir anısı vardır Möz Hocayla...ben buraya bana 26 ocak 2007 tarihinde attığı bir maili koymak ve anmak istedim.


Möz Hocam derki...



KIZIM,HEM YAŞLANDIM HEM SAĞLIĞIM KAYDI.GİDERAYAK SEVDİKLERİMİN GÜLERYÜZLÜ KAYITLARINI ALIP ÖYLE GİTMEK İSTİYORUM. LÜTFEN KENDİNİZE MUTLU OLMAK İÇİN KOMUT VERİN.



GİDERAYAK HÜZÜNBAZ SEVGİLER GAZ YAPIYOR.



TEZ ZAMANDA BANA GÜZEL ŞEYLER SÖYLE.
HOCA


Böyle bir adamdı ve ben söz vermiştim "Hocam Bursa'ya geldiğimde muhakkak size geleceğim" diye ama ne gidebildim ne de görebildim..ama yine de mutluyum...tatlı kuşun da dediği gibi kalplerimiz kesişmiş bir yerlerde belki burada ve şimdiki zamanda değil.. HOCAM HEP KALBİMDE OLACAKSIN VE ÖĞRETTİKLERİNLE DE HAYATIMDA...


YOLUN IŞIK OLSUN.



PS- Ececim bu resim de senin için gecenlerde konuşmuştuk ya...Hoca göndermiş bunu geçmişte bana.


Cuma, Şubat 16, 2007

Sen Mutluluğun Resmini Yapabilir misin Abidin?


Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?


işin kolayına kaçmadan ama


gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil


ne de ak örtüde elmaların


ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolaşan kırmızı balığınkini


Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?


1961 yazı ortalarındaki Küba'nın resmini yapabilir misin?


Çok şükür çok şükür bugünü de gördüm


ölsem gam yemem gayrının resmini yapabilir misin üstad?





Nazım Hikmet






ben yaptım..yukardaki de benimki..Abidin Dino'da yapmış tabi de..ben de kendimce şahane yaptım.

Yeni haller!

Dün akşam ashram'da beraber çalıştığımız insanlardan biri bana şöyle dedi:-" Uzundur söylemek istiyorum sana bunu, yüzündeki karanlık gitti, her ne yapıyorsan çok iyi yapıyorsun ve çok iyi görünüyorsun"..ben bunu zaten içimde hissediyorum ama dışarıdan görünüyor olması ben çok sevindirdi..sabah ilk iş geldim ve eski/yeni resimlerime baktım..gercekten fark var mı diye?..
Eski hal

Yeni hal I

Yeni hal II


bana varmış gibi geldi...çok hemde..saolasın tatlı kuş..iyi ki varsın!


Çarşamba, Şubat 14, 2007

Çukulata Tavşan Günü


Geldi sevgililer günü yine....bir tüketim bir tüketim..ne yapacağımızı şaşırıyoruz..her her kırmızı kalpler, cuklatalar ve tavşanlarla kaynıyor...güzel elbette sevgiyi kutlamak ama düşünmek gerek tüketiyor muyuz acaba sevgiyi diye...o yüzden ben pek sevmem bu çukulata tavşan günlerini...o yüzden sevgiyi yılın her günü yaşayalım sevgiliye hergün " seni seviyorum" diyebilelim..ve her yeni gün kalkarken "aşığım" diye kalkalım..yapabiliyorsak bunu eğer o zaman sevgililer günü oldu işte...aşkla..sevgiyle yaşayabiliyor ondan beslenebiliyor ve onu tüketmiyorsak..herkese aşk dolu günler diliyorum ben.
PS- bence akşama evde bir şişe kırmızı (günün anlam ve önemine uygun olarak) şarap açıp..sevgiliye sarılarak gecirelim sevgililer gününü..SEVGİYLE...hediye paketlerini açmaya boğuşarak değil.

Pazartesi, Şubat 12, 2007

Jazz



Hürriyet bugün bir en iyiler yayınlamış. Paylaşmak istiyorum.

EN İYİLER

1 İSTANBUL JAZZ CENTER İSTANBUL
2 NARDİS JAZZ CLUB İSTANBUL
3 BABYLON İSTANBUL
4 Q JAZZ BY LES OTTOMANS İSTANBUL
5 JAZZ CAFE İSTANBUL
6 SWISS AMBASSADOR ANKARA
7 DULCINEA İSTANBUL
8 FİGE ANKARA
9 BEYAZ EV ANKARA
10 SARDUNYA İZMİR


JÜRİ
İzzet Öz / Müzik yazarı
Sedat Ergin /Milliyet Gazetesi Gn. Yay. Yön.
Hülya Tunçağ /Caz eleştirmeni
Lütfi Varoğlu /Ankara Caz Derneği Başkanı
Görgün Taner /İst. Kültür Sanat Vakfı Gn. Md.
Faruk Eczacıbaşı /Eczacıbaşı Hol. Yön. Kur. Bşk.
Deniz Kavukçuoğlu /Caz meraklısı yazar
Selahattin Hakman /Sabancı Hol. Enerji Gr. Bşk.
Özlem Yalın /Caz meraklısı tasarımcı
Adnan Bulu /İzmirli müzisyen

Özlem'e kıyak yaptım..arkadaş diye:) Nardis'e bende bayılıyorum hep gidiyorum.

Perşembe, Şubat 08, 2007

Sol Elim!

Ben solak değilim...ancak solaklara hep bir hayranlık duymuşumdur..solaklar sıradan değildir..solaklar ayrıcalıklıdır...solaklar sıradan sağlaklara göre çok daha zekidir..ki tanıdığım solaklar bunun kanıtıdır...Solaklar bilirler kendilerini ve bence hepsi de başka bir yere koyarlar kendilerini..ki koyun çünkü ayrıcalıklısınız...ben hep merak etmişimdir yine de onlar alışıkta olsalar sol ele..makası nasıl kullanırlar...cezveyi nasıl kullanırlar...bunlar küçük şeyler ama hayatın kendisi...çıtçıtlı ajandalar onlara ters gelmez mi?..kahve içerken mugun üzerindeki resim neden kendilerine bakar.



Internette bakınırken buldum...hiç bende alakası olmamakla beraber merakımı yendim..www.solelim.com ...neler var neler..maydanozlu köfteler..

Hadi bakalım..biz sağlaklar da süperiz diye gezelim...baka bakın...sağlaklar kullansında görelim..üst baş leş..fır diye akıyor...ne süper değil mi?

Çarşamba, Şubat 07, 2007

Önüm arkam sağım solum sobe!!

Canım Ecem beni sobelemiş....aslında onun da dediği gibi aşağıda yazdıklarımı ezberden bilir....hakkımda 5 bilinmeyen yazacakmışım..düşünüyorum ve yazıyorum.

Birinci bilinmeyen: Ilkokul birinci sınıfta her allahın günü ve her teneffüs okuldan kaçtığım ve hiç bir şekilde ikna edilemediğim için babam beni karakola götürmüş, önceden tezgahlamış olduğu komiser ile birlikte beni nezarete koydurmuştu..neymiş okuldan kaçmayacakmışım..kaçtım mı? evet.

İkinci bilinmeyen: Benim ilk adım Seçil..sebebi şu; Almanya'dan gelmişiz..adım Tanya diye aile buhran olmuş, aman cocuk zaten sıkıntılı tip birde burda yabancı/gayri müslim zannederler diye ikinci bir isim vermeye karar vermişler ve bana sormuşlar..benim yanıt 'Seçil'..nerden çıktıysa..yapışıp kaldı tabi adımın önüne...ve de tüm ilkokul hayatıma.

Üçüncü bilinmeyen: Çocuk istiyorum...adı da Aliş olsun..Ali'nin uzatılmış hali..bir de Tanya..bunu da hakikaten az bilen vardır..yıllardır anti-cocuk bir tip olduğumdan.

Dördüncü bilinmeyen:Bizim ilkokulun önünde salçalı tost satan bir amca vardı ve benim ondan tost almam yasaktı...hepimize yasak olduğu gibi...okulda yeterince uzun süre kalabildiysem eve hep tok giderdim...annem sanırım hiç yüzüme vurmadı aç olmama durumumu...şimdi can istedi yine..şöyle sucuklu..küçük küçük ekmekle yapılmış pis tostçu amca tostu.

Beşinci bilinmeyen: AŞIĞIM.

Aslında bu bilinmeyenler uzar da gider ama Ece saolasın ki sınır koydun..yoksa vır vır vır diye anlatırdım..şimdi bende canlarım sibel ve ersini sobeliyorum..hadi bakalım..önüm arkam sağım solum sobe..saklanmayan döksün içinde tuttuklarını.

PS- Şebocum..sende beni canta dökmecesine sobelemiştin..o resimli hazırlık gerektirdiğinde çalışıyorum.

Pazartesi, Şubat 05, 2007

The Secret!

The Secret..Ececim, iyiki tavsiye ettin..Sonsuz iyi ki gönderdin..kısaca çekim yasası..ne düşünürsen o'sun...düşün olsun...Bir sır da ben vereyim mi? Cok sevdiğim bir arabam var, ilk kez 18 yaşında görmüştüm ve 1998 yılından beri karşımda resmi dururdu, taki 2003 yılında alana dek...Yıllardır bir motor isterdim, karşımda resmi durdu yıllarca ve artık benim..2005'te...Ev içinde böyle bir çalışmam vardı..evim var artık...dinledikce inanamadım...bazen bilmeden çekebiliyorsunuz belki de..ama artık bildiğime göre...çok iyiyim..hiç hasta değilim ve hatta benden uzaktalar...bir iki ufak tefek isteğim var evrenden tabi..yeni bir vision board hazırlıkları içindeyim..Ece..aklına sağlık..farkında olmadan uyguladığım ama şimdi inandığım bir yasanın içindeyim şimdi...Herkes seyretsin..acaip tavsiye ediyorum...ben 1 kez seyrettim haftasonu..daha çok işim var.

Cuma, Şubat 02, 2007

Tembelim ben Tembel!

Hiç evden cıkmasam..battaniyemin altında Frasier'cığımı seyretsem, yeni gelen The Secret (Ececim bugün geldi filmler) ve 9 Kehanet filmlerini seyrederken miskince mısır pörtleklerini lüpletsem...hiç yerimden kalkmasam...Bono kendi kendine yürüyüşe cıksa.. Düzenli olarak yaptığım ağlak film üçlemememi de yapsam..Autumn in NY, Sweet November, Shakespeare in Love...kokuşsam..Ferhan Şensoy geldi aklıma..Ece yanlışsam düzelt ne olur?

Bugün evden çıkasım yok
Telefonu açasım yok.

Haftasonum için benim de evden çıkasım yok..telefonları da açasım yok..yayılıp Fraiser'ın tüm sezonlarını ve caaanım filmlerimi seyredeceğim..süper program oldu.