Cuma, Mayıs 29, 2009

Baharsız yaza girerken

Artık baharı yaşayamadan yazlar gelir olduğundan..ben çorapları atıp açık ayakkaplara geçtiğimden..bir arası olmadığından mevsimlerin yaz geldi...bugün yaz geldi...bu haftasonu denize bile girebilecek kıvama geldim ben...öğlen kısacık bir toplantıya gidip geldiğimde...

Eğer olursa yolu ada tarafına düşen...beklerim..bir koyda güneşleniyor olacağız
biz sevgili ve dostlarla...

Şaşırdım

Bu sabah şaşkındım ofise geldiğimde...vapurda başı türbanlı ama ayağında converseler...popoyu olduğu gibi gösteren bir etekli genç kızı sevgilisi ile elele gördüğümde...din yolunda yaşayanların daha münzevi bir hayat yaşadığını düşünürdüm hep..ibadet ile gecen günler...kaostan uzak...Tanrı ile yakın...günlük hayatın koşuşturmasından uzak...bu sabah şaşırdım o yüzden.

Şaşkın ofise geldim...telefonum çaldı...iş için arayan bir müşteri projesini anlattıktan sonra..."Yalnız beni 1 ile 2 arası aramayın" dedi..."anlamadım" dedim bende saf saf..."Malum cuma bugün" dedi...ben yine anlamayınca.."Namaza gidiyoruz" dedi...hmm peki dedim kapadım..hala şaşkınım...15 yıldır çok yoğun bir iş hayatının içindeyim..ilk kez böyle bir konuşmanın şahidi oldum...

Benim inancıma göre bu işler tanrı ile inanan arasında olur..reklam amaçlı olmazdı...inanan inanır..daha mazbut bir hayat sürer...inanmayan da inana acaip gözlerle bakmazdı...şimdi bugünkü adam gönülden inanan mıydı?..sabah gördüğüm genç kız mahale baskısı ile başını örtmüşte aslında içine fingirdek mi kaçmıştı hiç anlayamadım...şaşırdım sadece...ne ara şu hale getirildi din...inanç..ne ara ticari bir metaa oldu...ne ara devlet büyüklerimiz el altından pırlantacılarına tersane aldırır oldu..ne ara zirvelerde yiğitlik edip sonra vatan toprağını temizlik adı altında peşkeş çeker olduk...inanın hepsini kaçırmışım ben...ve hala şaşkınım....

Çarşamba, Mayıs 27, 2009

Rakam özürlüyüm ben

Hayatımda ezberlediğim telefon numarası beşi geçmez..sevgilinin mobil telefonu....annemle babamın ev telefonu...ablamın mobil telefonu...ahada üçü bile geçmezmiş...15 yıldır işi için hergün aradığım ne Londra ofisinin ne de Atina ofisinin telefon numaralarını bilmem...söyleyemem daha doğrusu...hafızamda telefonun numaratörü ile duvarda bile tuşlayabilirim...ama biri bana sorduğunda..ı-ıh..çıkmaz o rakamlar...bir ara dert edinmiştim bu konuyu..herkes hemen söyleyebiliyor beşyüzotuziki bilmemne bilmem ne diye..benden neden çıkmaz böyle birşey diye..sonraları bıraktım dert edinmeyi..heralde hafızam bu şekilde çalışmıyor benim dedim...ama kendi kendime...artık iyice bıraktım ipin ucunu..bildiğim üç numara bana yetiyor da artıyor demek ki dedim.

Salı, Mayıs 26, 2009

Seviyorum (Bir aşk yazısı)

İş arası caddede kısa bir yürüyüşe çıkıp ofise geri geldiğimde onu odamda oturur bulmayı seviyorum...

Sabahları uyandığımda yüzüme bakan gözlerini seviyorum...

Koltukta yatarken kafamın altına yastık koyan ellerini seviyorum...

Balkonda hafif serinde otururken ortadan kaybolup..elinde bir şalla çıkagelmesini seviyorum...

Bensiz yemek yememesini seviyorum...

İş çıkışı karşı kafenin merdivenlerinde oturur bulmayı seviyorum...

Yüzündeki çizgileri...gözündeki ışıltıyı...o kocaman yüreğini seviyorum...

Vapur iskelesinde buluşmayı...motorunun arkasında oturmayı seviyorum....

Ben bu adamı çok seviyorum...

Pazartesi, Mayıs 25, 2009

Magnificient


Ben Videoya bayıldım..çokta anlamlı buldum..ee Bono'yu zaten çok severim...sizde izleyin istedim. ..

U2.com > News > Unveiled!

Posted using ShareThis

Alternatif DM partisi

Perşembe gecesi Ada'da balkon keyfi yaparken hadi dedik..çocuklar haftasonu gelsin...Alternatif DM partisi yapalım...evde olanla...eksik gedik..ama keyifle..İstanbula göre daha erken bir saatte başladı keyif anlarımız..Tuğbanın sayfasında şahane fotoğraflar var..özellikle Dave vs.Koray fotoğrafına bayıldım ben..

Ekip Tubik..Cenk, Koray ve Tuğba idi...az ve öz bir kalabalıktık..herzaman ki gibi şen kahkahalarımız ortalığı çınlattı...Duvara Dave de yansıttık..tam Tuğba'nın karşısındaki duvara...Tubik ve Cenk şahane manzara fotoğrafları çektiler..çok yakında görürürüz onları da..

Ben bu kadar usta arasında fotoğraf az çektiğimden ustalardan birinin bana kıyak olarak gönderdiği fotoğraflardan koyuyorum...

Gecenin sonunda herkes keyifle sallanarak evlerine dönmek üzere son vapuru yakalarken yine dedik...İyi ki diye..herşeye İyi ki....

Cuma, Mayıs 22, 2009

Türkiye'de motorlu kadın olmak

Türkiye'de kadın olmak zaten yeterince zor..motor kullanan kadın olmak daha da zor..daha dün bir canım arkadaşımın başına geldi..sürücü sağa yanaşıp kapıyı açar..motorla gelen kadın ve erkek kapıdan kaçmaya çalışırken savrulur..sürücü kapıdan çıkar ve "öküz müsünüz?" der...kardeşim sen misin öküz..bilmez misin ki sürücü kapıdan cıkarken aynadan kontrol eder..motorlu sürücü yoksa çıkar..varsa bekler...ama motora binenler 3.sınıf vatandaş olduğundan pek ehemmiyeti yoktur zaten..düşse ne olur..savrulsa ne?



Motor kullanmak medeniyet göstergesidir..zamandan tasarruftur..trafiğe katkıda bulunmamaktır...benzinden tasaruftur..şenliktir aslında..



Avrupa'da bir ülkeye gittiğimde bayılıyorum..takım elbisesini..tayyörünü giymiş..kaskını takmış giden kadınları gördüğümde..sadece kadın değil elbet..herkes motorla gidiyor..trafikte öncelik motorlarda..trafik ışıklarında en önde onlar..arkada araçlar...bizde ise trafik ışıklarında durmuşsan zaten...yandaki arabanın camı da açıksa..hele de içinde bir yurdum erkeği varsa..yer yarılsa da içine girsem dersiniz..o kadar tacizkardır..duruş..bakış..bazen iki lakırdı..o ışık asır gelir insana...ama yılmamak gerek..sıkılmamak..Öküz müsünüz diyen zihniyete medeniyeti göstermek gerek biraz...hele de kadınlardan bu dersi alırsa şahane olmaz mı?



Didaktik bir post oldu bu hahayt..aşağıya bir komik fotoğraf koyayım da şenlensin ortalık...

Perşembe, Mayıs 21, 2009

Ofisi de seviyorum

Evet haftasonu 3 gün olsun..daha az çalışalım...arka bahçede organik tarım yaparken ben, avluda sevgilimin yoga yapabileceği bir yerimiz olsun istiyorum ama seviyorum işimi de..işe gelmeyi de...burası benim evim gibi..ofisi de seviyorum yaptığım işi de...en çok ta sabahları masamda bulduğum hediye paketlerini seviyorum...Sed'in çaktırmadan bıraktığı...şahane paketleri olan..üzerinde sevgi dolu kullanma kılavuzları bulunan...bu sabah yine vardı bir paket ve içinden dünyanın en deli dünya eteği ve en şahane tozlukları çıkan..derhal giyildi..fotoğraflandı...

En çok ta bu etiket güldürüyor beni..hiç üşenmeden yapıp her dikilene iliştirdiği...

Buraya yorum bırakamayıp..eşin dostun bloglarına yorum bırakan arkadaşa PS- 19 mayıstan feyz aldı heralde bu sefer Sed...konu ile ilgili bir yorumun olursa bu bloğa bırakmanı rica edeceğim hahayt..

Çarşamba, Mayıs 20, 2009

Pazartesi gibi Çarşamba

Bugün erkenden işe geldim..malum Ada'dan vapurla geliyorum..eskisi gibi uyanınca işe gitmek yok..dünü bir pazar gibi geçirdik..anne...baba...Abla..Mete...Alaç..Kero...koskocaman bir aile...gülüşmeler..kahkahalar...dünün üzerine bugün pazartesi gibi geldi şimdi bana...5 gün sonra haftasonu olmayacak ama bu sefer...3 gün sonra...aslında haftasonu dediğin şey 4 gün...çalışma günü de 3 gün olmalı ki hayattan daha çok keyif alalım...istediğimiz herşeye vaktimiz kalsın değil mi ama?

İsvicrede çalıştığım bir bankacı var..cumaları işe gelmiyor..ben kontratımı bu şekilde yaptım demişti bana bir vakit...gıpta ile dinlemiştim ve adamı cumaları hiç aramamayı öğrendim zamanla...acaba diyorum...bizim ofiste böyle bir düzen mümkün müdür?...mümkünse mesela ben pilot eleman olabilir miyim?...şahane olur...şahane...çok güzel yan gelir yatarım.


Pazartesi, Mayıs 18, 2009

Kutlama ve Veda

Yarın 19 Mayıs...Atatürk'ün gençlere armağanı..Gençlik ve Spor Bayramı..kutlamalı..şenliklerle.. şortlarla..herşeye inat belki de...hayata inat...olanlara inat...

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Türkan Saylan'ı kaybettik..bir cumhuriyet kadını...çağdaş insan..koca yürek...yolu ışık olsun... bilgileri ve görüşü bize yol yordam...





Eski ve Yeni

Ben de sevgili de birşeylere sahip olurken onun durumuna değil de ruhuna önem veriyoruz...bir aynayı beğendiysem onun eski köşkten kalmış olması bana keyif verir...pırıl pırıl sıfır bir araba almak yerine..istediğim arabayı almayı tercih ederim...yaşlı olmasında mahsur yok...veya çarpılmış..hatta takla atmış...kumaş alırken pazardan alırım ki...daha cok seceneğim olsun...bu liste böylece uzar gider...Benim gönülden inandığım şey para ile mutluluğun satın alınmadığıdır..insanın içindeki ruh kötümserse dünyanın parası da olsa mutsuzluk bakidir...ama ruh biraz keyif almayı biliyorsa değmeyin insanın keyfine...

Ada'da yaşasak derken karşımıza çıkan ev eskiydi..çok bakımsızdı....eve girdik..mutfak bildiğiniz 1950 model..banyoda...yerler çini..ama bizim içimiz öyle bir ısındı ki..evin ruhu vardı..sanki cağırdı bizi..gelin...bir el atın bakın benden neler olur diye...dün gece balkonda otururken bir kaç kare çektim..anından çok keyif aldığımız..
Balkondaki sardunyamız.



Fenerlerimiz..ışıl ışıl...


Balkondaki bahçem..lavanta..biberiye..biber..nane...fesleğen ve kekik..şahaneler...

Mutfağımızın son hali..zannedilmesin ki yeni mutfak yapıldı..eskisi kaplandı..süslendi ..uğraşıldı ve cok eğlenceli bir hale geldi...aşağıdaki de mutfağın önceki hali...

Salı, Mayıs 12, 2009

Sevgilinin Kızı

Sevgilinin iki kızı var..dünya şekeri ikisi de...Ayşe büyük olan....Alaç'tan zaten sık sık sözediyorum...AYşe bir albüm hazırlığında son 3-4 yıldır...harıl harıl çalışıyor..hem okulunu bitiriyor bu sene hem de albümü çıkıyor...

Linki şurada...Video koymayı beceremediğimden link ekliyorum.

Gecen haftalarda Beyaz Show'da çıktı..biz çok beğendik...çokta heyecanlandık..gözlerimiz dolu..yüreğimiz pırpır izledik....ve dileğim Ayşe'nin yolunun açık olması..dilediği müzik kariyerine ulaşması....

Sevgiliyide ayrıca tebrik ederim ...bu kadar özgür ruh çocuklar yetiştirdiği için...onları baskı altında yetiştirmediği..herkesin birey olduğunu kabul ettiği ve hep destek tam destek olduğu için.

Pazartesi, Mayıs 11, 2009

Budapeste..

Gittik..Şebo'nun evliliğine gözlerimiz dolu şahitlik ettik ve bu sabah geldik...çok keyifli geçen bir 4 günün ardından..yine anılarımızla ve güzel bir Orta Avrupa şehrinin izleriyle işlerimizin başındayız...Ben size törenden sadece sevgilinin ve kendi fotoğraflarından koyacağım...


Perşembe, Mayıs 07, 2009

Şebo evleniyor.

Biz gidiyoruz yine..leylekleri havada görmüştük ya..bu sefer çok hayırlı bir iş için gidiyoruz..Canımız Şebomuzu evlendirmeye..Yarın saat 14.30'da Budapeşte'de küçük ama içten bir törenle ve de sevgilinin şahitliği ile Şebo evleniyor..hepimiz pek heyecanlıyız..şimdiden Şebo'ya dünyanın en büyük mutluluklarını..aşkını ve kalabalık ailesini diliyorum.

PS-Şebonun gelinliğini ben sabah erken saatlerde aldım..ve ben götürüyorum..acaba rüşvet istesem mi?..hmm..bakalım belki yarına bir sürpriz düşünürüm hahayt.

Çarşamba, Mayıs 06, 2009

Fashionpassionist

Seden aklına estikce bana elbise..bluz diker..kazak örer..kendinden yetenekli bir çocuk..internetteki tüm açık artırmalardan kıran kırana mücadele ile alışveriş yapar..bıkmadan sıkılmadan...üstelikte keyifle..bizde dedik ki..sen bir blog yapsan..yaptığın..diktiğin şeyleri de buradan paylaşsan...o da aa tamam dedi ve bir yer açtı...Ahanda şurada...duyduğum kadarı ile de ilk siparişini almış..tebrik ediyorum kendisini..sipariş veren dostu da..


Bugün üzerimde Sedenin diktiği bluzlardan biri var...özel sipariş yalnız...üretimi sona erdi..hahahyt..havalar ısınsın da bir giyeyim diye bekliyordum..bugün baktım azda olsa güneş ışıldıyor..hemen geçirdim üzerime...pek şahane oldum.

Salı, Mayıs 05, 2009

Adadan bir kaç fotoğraf

Eve gelirken



Balkondan ağaçlar.



Sedenciğim iş başında..

3 çocuklu bir aile olmayı anladığımız anlardan biri...


Çocuklardan kalanı..




Güzel bir ada sabahı... Ve Alaçımın getirdiği papatyalar..en sevdiklerim.

Biraz yazlık effekti

Süperinden misafirler...öyle bir güneş vardı ki..



Salıncakta Defdef...en şahanesinden keyif ederken.


Sevgili balkonda..keyifte..

Biraz yerleşince eve..hemen kendime bir yer buldum...

Ve herşey bunun için değil mi diye gülüştüğümüz manzaradan bir kesit.


Pazartesi, Mayıs 04, 2009

Adalı olmak

Sevgili de bende Heybeli Ada'yı çok severiz..Halki Palas'ta evlendik biz geçen sene....ılık..güneşli bir kış günü...Kışları şehrin kalabalığından sıkça kaçıp Adaya gideriz..bazen yürümeye..bazen kalmaya..bazen sıcak bir adaçayı içmeye...gideriz ama...uzundur aklımızda adalı olmak vardı o yüzden..gitsekte dönmesek..kalsak..çocuklarımız olsa..adada büyütsek..erik çalsalar komşunun bahçesinden..köşedeki okula gitseler..Alex'le..Mehmet'le diye..altına verdiğimiz küçük yelkenli ile Kaşık adasına kaçsa mesela...dizleri yara bere içinde olsa ama kornasız..korkusuz...araba gürültüsüz..temiz havalı bir yerde büyüse...Çocuklar değil sadece..bizde keyif etsek...yatsak yuvarlansak...bir balkon olsa..Ruhban Okulunu da görse...Burgaz Ada'yı da...yeşillikler içinde olsa...haftasonları dolup taşsa ev..herkes bizde toplansa..tüm çocuklar..yeğen...anne..baba...dostlar...

Olsa..keşke..bulabilir miyiz derken..Adalı oluverdik biz...bu haftasonu taşındık Ada'ya..ilk misafirlerimizi bile ağarladık...Sed ve annesi...Tugba...Koray ve Canım Defdef...Kah güneşin tadını çıkardık kah esen rüzgarın...ve bu sabah kalktığımızda sevgili ile..biz ne iyi ettik dedik birbirimize..biz ne iyi ettikte birbirimizin olduk..