Cuma, Şubat 27, 2009

Ufak ufak Cuma..

Sabahtan bilgisayarımdaki itunesu açtım..ne isterse dinletiyor bana..Queen..Red Hot Chili Peppers..Amy Macdonald..Sex Pistols..Teoman..Pink floyd..U2...The Cure...Snow Patrol sevdiğim herkes bir arada....böyle bir güvende hissediyorum kendimi nedense...

Öğlen cıkıp bir saat yürüdüm...akşama süpersonik bir parti olacağından bizde..yürüme işimi yetiştiremem dedim..sabah kaptım lastik pabuçlarımı getirdim ofise..çok yakıştılar ofise..

Caddedeki mağazaların coğu kapanmış..kiralık ve satılıklar..kriz herkesi fena sarsıyor..bizim ev sahipleri hariç sanırım..bir faks geldi masama kiraya 60% zam yapın diyorlar..hahayt dedik..kendimize güzelinden bir ofis arıyoruz...kötü ev sahibi insanı mülk sahibi yaparmış diye..

Sevgili evde..tren yapıyor..için için kıskanıyorum onu şimdi..

Yarın akşam jazz dinlemeye gidiyoruz gelsenize..

Çarşamba, Şubat 25, 2009

Çok iyi gidiyor mu 3

Yukarıdaki headerı Ozlem yapmış..beklemediğim..sıkıldığım bir anda..içinden gelmiş..pasta yapımları arasında...bu ara bana bir bahar geldi ya...bayıldım..Ozlemcim..çok teşekkürler baharı getirdiğin için bana...

Bugün beslenme uzmanı günümdü...sabahtan Nişantaşı'ndaydım...bu sefer biraz hüsran...enteresan bir şekilde gecen hafta ne yesem yaramış...soğuk havanın da etkisiyle dombiliye doğru giderken bünyeye hop dedik beraberce...bu hafta açım arkadaşlar..büyücü çaylarına ara vermiştim onlara devam...bu arada bilgi olsun diye öğrendiklerimden...soğuk havalarda vücut korumaya gecer ve yağ oranı artabilirmiş...bendeki gibi hehe..ancak hala sığamadığım pantalonlara sığabildiğimden pekte hayıflanmıyor...keyif alıyorum bu işten..üstüne üstlük eskiye oranla o kadar çok şey yiyorum ki..bünyede birşeyler oluyor benim anlayamadığım..ve bir şekilde inceliyor ama sadece göze hahayt..terazi ile pek aram yok bu aralar anlayacağınız...Ha bu arada birde fiziksel hareket mecburiyetim var..gecen hafta savsakladığım...bisiklete bineceğim..ama evde...allahtan alınmış duruyordu eskilerden bir kenarda..bu akşam tepesindeyim..

Anlayamadığım birşey var..yaş ilerledikçe su içsem yarıyor diyen anneciğimin kulaklarını da çınlatarak..ben haftada 3-4 gün yoga yapıyorum kendimce...şimdi birde 3 gece bisiklete binilecek..metabolizmayı hızlandırmak için...yediğim zaten ortada ( bu aralar diyet bahanesiyle aşırıya kaçmış olabilirim ama genelde kuş kadar beslendiğim söylenir) 60 yaşıma geldiğimde ben Himalayalara mı tırmanıyor olacağım? nasıl bir bünyedir bu..yaş ilerledikce bizi teretmeye meyillenen?...dertliyim..aktifim..bisikletçiyim...sporcuyum...

Pazartesi, Şubat 23, 2009

Kikis Design

Kiki ve sevgilisi ile biz Alacatı'da karşılaşmıştık bu yaz...oturup 3e kadar şarap içip sohbet etmiş..şen kahkahalar atmıştık..çok sevmiştik biz onları...Şimdi hala ara ara telefonlaşıyoruz konuşuyoruz..birbirimize en güzel haberleri veriyoruz...çok özledik diyebiliyoruz...Bizim onlara bir seyahat borcumuz..onların da bize bir yelkenle gelme borcu var...az önce Pino'yu okurken..bir link vermiş Pino pek gurulandım diye..tıkladım ben linki...Kiki'nin röportajı...ay okurken ben bir heyecanlan..bir duygulan..ah Kikicim ne güzel işler yapıyor..ne şahane insan diye...demek ki insanlar uzakta olsa birbirlerine bir kere değmişse hayatları birbirlerine..hala devam ediyorlarsa paylaşmaya..tesadüf yoktur o zaman...



Pek gururlandım bende...



Süperior Kiki tasarımlarından bir tanesi...benim üstümde hehe...

End di oskır goos toooo....

Bu sene Oscara aday olan filmlerin neredeyse tamamını seyrettik sevgili ile..bu haftasonu..oscara ceyrek kala hemde..benim cok beğendiğim film..Slumdog Millionaire oldu..sonunda yazılar gecerken sevgili ile hala kapamaya kıyamadığımız...belki bişiler daha çıkar diye ekrana kilitlendiğimiz film..belki sahnelerin çekildiği yerleri bildiğimizden..o sefalete rağmen mutlu olan yüzlerdeki kocaman gülümselemeleri tanıdığımızdan..birşeyler bizi filme bağladı...tek kelime ile bayıldık...

The Reader'ı da seyrettik..hatta hmm evet bir iki kez daha seyredebiliriz dedik...Kate Winslet ne süper oynamış dedik...

Milk..ben uyumuşum...sevgili seyretmek zorunda kaldım dedi...hehe..ki Sean Penn'i de çok severim..

V.C. Barcelona...Woody Allen'ı sevmememe rağmen filmi sevdim..şiddetli bir aşk hikayesi..Penelope Cruz'un o deli halleri bizi mestetti...

WALL-E...bayıldık...

Benjamin Button'ı zaten biliyoruz...ama diğerlerinin yanında sönük kaldığını itiraf edeyim...

Birde biz aday diye Doubt'ı seyrettik...aman yarabbim...ha şimdi birşey olacak..ha şimdi birşey diye diye..anlamsızca seyrettik filmi..ve aa nasıl yani dedik sonunda....

Ödül alamamış olmasına rağmen Mickey Rourke'u mezardan çıkaran film The Wrestler'ı henüz izleyemedim..belki bu akşam..zira bayılırım ben Mickey'e...gençliğimden beri...

Ödüller aşağıda..hafızamı tazelesin diye...kendim için...

En iyi yönetmen: Danny Boyle (Slumdog Millionaire)
En iyi kadın oyuncu: Kate Winslet (The Reader)
En iyi erkek oyuncu: Sean Penn (Milk)
En iyi film: Slumdog Millionaire
En iyi yardımcı kadın oyuncu: Penelope Cruz (Vicky, Cristina Barcelona)

En iyi özgün senaryo: Dustin Lance Black (Milk)
En iyi uyarlama senaryo: Simon Beaufoy (Slumdog Millionaire)
En iyi animasyon: WALL-E
En iyi kısa animasyon: La Maison en Petits Cubes
En iyi sanat yönetmenliği: The Curious Case Of Benjamin Button
En iyi kostüm tasarımı: The Duchess
En iyi makyaj: Greg Cannom (The Curious Case Of Benjamin Button)
En iyi görüntü yönetmenliği: Slumdog Millionaire
En iyi kısa metrajlı film: Spielzeugland (Toyland)
En iyi yardımcı erkek oyuncu: Heath Ledger (The Dark Knight)
En iyi belgesel: Man On Wire
En iyi kısa metrajlı belgesel: Smile Pinky
En iyi görsel efekt: The Curious Case Of Benjamin Button
En iyi ses kurgusu: The Dark Knight
En iyi ses miksajı: Slumdog Millionaire
En iyi kurgu: Slumdog Millionaire
Onur ödülü: Jerry Lewis
En iyi film müziği: Slumdog Millionaire
En iyi orijinal şarkı: Jai Ho (Slumdog Millionaire)
En iyi yabancı film: Departures (Japonya)

Cuma, Şubat 20, 2009

Asi ruh!

Bugün içimde bir asi var...üst baş acaip..beyaz bir blue jean giydim...şu havada...üstte pırtık bir t-shirt..mor botlar...güne Coldplay dinleyerek başladım..altımda sevgilinin arabası...az daha güzel olsa hava utanmasam üstünü açacağım...ofiste teoman..renkli rüyalar oteli...güneş acıyor dışarıda..camımdan içeriye giriyor..gözüm kamaşıyor..gülüyorum masamda kendi kendime...dostlardan güzel haberler alıyorum..bir iki..şanslıyım diyor biri...diğeri dağlardan indim diyor..ben şanslıyım aslında çevremde böylesi güzel insanlar olduğu için...

Neyse efem...bir itlik hali..bir delilik gülümsemesidir yüzümde gidiyor..seviyorum kendimi bazen böyle..akşama balansa mı sürüklesem acaba sevgiliyi..hahayt...

Neyse ben gidim de nohutlu pazımı yiyeyim..belki o iyi gelir...

Hepimize en süperinden bir haftasonu..

Perşembe, Şubat 19, 2009

İyi gidiyor 2..

Dün haftalık kontrollerim için beslenme uzmanına gittim...her çarşamba bir Nişantaşı yapıyorum..keyifle hemde..kontrol sonrası sevgili ile içeceğim bir kahvenin hayaliyle..

Dün sabah 10'da biraz da umutsuzdum...hiç kilo vermediğimi bilerek..gecen hafta ile aynı kiloda olduğumu bilerek...tartıldım..ah o da ne?...azda olsa eksilmiştim...6 aydır görmediğim 52li kiloları görmüştüm o acaip alete...ve fakat en önemlisi...göbeğimdeki yağlardan 500 gr gitmişti..yerini suya bırakmıştı..birden bir sevindim..asıl derdim yağlardı benim...göbeğime toplanmış bir öbek yağ...kurtuluyorum şimdi onlardan ufak ufak...Dün sevgilide girdi benimle kontrole...aman ne Tibet kaldı konuşmadık..ne Hindistan..bizim 15 dakikalık kontrol süresi de 40 dakikalık keyifli bir sohbete dönüştü...Velhasıl çok keyiflendik..ben cok eğlendim...yağlar gidince eğlencem ikiye katlandı...bu kadar eğlencenin üstüne tabi ki kötü haber..haftada 3-4 gün yürümem gerek..bildiğin sabahın şafağı..erkenden kalkıp...onu nasıl yapacağım bilmiyorum işte..neyse deneyeceğim bakalım...en azından cumartesi pazar..birde bir hafta arası günü yaptım mı..tamamdır...Ya ben haftada 3-4 gün yoga yapıyorum falan dedim..ama ne sevgili..ne doktorum bunları yemedi..ee iyi işte bir de yürüyelim üstüne dediler..

En büyük bombamda 6 aydır içine giremediğim blue jeanime girmemdi..çocuklar gibi şendim bu sabah ben hehehe..yediklerim içtiklerim işe yarıyor...özellikle yediklerim..aman o ne yemek..ben yıllarca aç yaşamışım aç..şimdilerde anlıyorum..

Bu arada kan tahlillerimin sonuçları 3 veri hariç süper...bu üç veri de..demir ve magnesyum bende yok denecek kadar azmış..yıllardır torba torba tükettiğim haribolar sebebiyle de tokluk şekerim tavan yapmış..olsun varsın..çok güzel..bol haribolu bir 38 yıl gecirdim ben..hahayt..

Bu vesile ile bu beslenme işinde bana hep destek tam destek olan sevgiliye bin teşekkür ederim...

Çarşamba, Şubat 18, 2009

Hüsnü Amca..Yolun ışık olsun

Hüsnü Amca idi o benim için..TRT'nin tek kanal yayın yaptığı zamanlarda..bizi ekranların başına yapıştıran...güldürürken düşündüren..Hüsnü Amca..Hüsnü Kuruntu...genç ergen yıllarımın bir parçası..Türk tiyatrosunun mihenk taşlarındandı..Sevgili anlatır hep..küçükken annesi ile "Gönül Ülkü - Gazanfer Özcan Tiyatrosu"na gittiklerini...ben onun kadar şanslı olamadım..buralarda büyümediğim..Türkiye'ye döndükten sonrada Bursa'da yaşadığım için tiyatroya gitmek için Istanbul'a gelmek o zamanlar lüks sayıldığından ...görmedim ben canlı Sevgili Gazanfer Özcan'ı...Avrupa Yakası'nı da sedece denk gelirsem seyrediyordum..hastası olamamıştım..aksanlı türkçelerinden..ya da belki yayın saatlerinden...ve şimdi bizlere sadece Yolu ışık olsun demek kalıyor geriye..Türk Tiyatrosu böylesi bir kayıbı yaşadığı..bizler de aydınlık bir yüzü kaybettiğimiz için..Yolun ışık olsun Hüsnü Amca....

Pazartesi, Şubat 16, 2009

Rebul Eczanesi ve Şeymel

Cumartesi gün döküldük yollara..önce Nişantaşı..ardından Beyoğlu...Beyoğlu'ndaki Rebul Eczanesinden sedef ilacı almam gerek zira...Eczaneye girdiğimizde yanımıza bir Istanbul beyefendisi yaklaştı.."buyrun efendim" diye...Mehmet Müderrisoğlu..."sedefelerim tamamen geçti "dedim.."ama ilaçım da bitti"...sevgili hemen" göstersene" dedi..üşenmedim soyundum..açtım kollarımı..Mehmet bey.."aman efenim bana bugün trilyonlar verseniz bu kadar sevinmezdim" dedi..ay siz mi ben mi dedim..orada ayaküstünü biraz geçen yarım saatlik bir sohbet ettik.."elbette gelin beyoğluna..zevkle ama mobil telefonum şu..arayın hemen kargoya koyarız burdan "dedi..ben ilaçlarımı aldım..sadece kendime değil elbette..hastalıktan müzdarip canım Sybellacığıma da hem ilaç..hem de Mehmet Beyin süpersonik duş jellerinde...sedefle ilgili bir yazı yazmıştım..bir profesore gittim..ah gitti paralar...adamda bana bilmediğim hiç birşey söylemedi diye...bu alışverişim öyle bir içime sindi..öyle bir beyefendi ile karşılaştık ki...şahane oldu şahane..sedef tıbben tedavisi çokta mümkün olmayan bir deri hastalığı...ben onlarca doktora gittim...geçmedi..ama Mehmet beyin yapma ilaçları sayesinde yoklar..herşeyi denediniz ve sonuç alamadı iseniz..lütfen deneyin..şiddetle öneririm...

Beyoğlunda uğranacak ikinci adresimiz Şeymel...Ece demişti..madem Beyoğluna gidiyorsunuz..ahanda şuraya uğrayıverin ..garage sale var diye...Ay uğradık..şahane şeyler alındı...70ler partisine hazırım...

Bu arada ordan burdan sohbet ederken Yaseminin geniş bir şapka kolleksiyonu olduğunu hem gördük..hemde öğrendik...aklıma hemen sevgilinin annesinin depodan çıkan şapkaları geldi...Yasemin"aa ben tamir ederim şapkaları ...ama beğendiğim birini alırım " dedi..süper dedim..bugün yarın buluşacağız..onun evi ile benim işyerim dipdibeymiş...Anne şapkaları da gün yüzüne çıkacak böylelikle..şapkaların şimdiki halleri arasına iki de çanta karışmış halleri ile aşağıda..yenilenmiş hallerini de zevkle koyacağım...

Cuma, Şubat 13, 2009

Defdef

Kart bekliyorum..dünden beri..hoplayacağım zıplayacağım...sevgililer günü için sevgiliden değil ama sevgiyle yapılmış..aşkla sarmalanmış ve ortaya çıkmış cüce Defdef'imden..deli telefon saçlımdan kart bekliyorum...baktım Zeya almış...ay iki blok yanım..aynı postacı..kargocu biliyorum..çatlayacağım..yok yok yok..taki Sed'in caddeye çıkmasına kadar..gittim şu yaşımda masasını karıştırdım..bana gelmiş birşey var mı?...yoksa saklıyor mu diye...ve BİNGO..orda ışıl şıkır..paket..kargodan...defdef'den..şahane annesinden ...hopladım..zıpladım..Sed hala yok..gelsin ona göstereceğim gününü hehehe..sabahtan beri masada zarfı saklamak neymiş bakalım...


Eee o zaman bu vesile ile pekte sevmediğim sevgililer gününüz kutlu olsun..aşk dolu olsun..siz siz olun yarın gece elinizde güllerle caddebostan evcenin ordan geçmeyin..içerde gülmekten katılanlar olacak..

İyi haftasonları hepinize...

Perşembe, Şubat 12, 2009

I love your blog..sobeler..mimler...

1******
Bana ödül gelmiş...I love your blog...Esra..Serrosum..Zilsizim ve Aslicin'den..Aslıcin'den duble..bir de anatemaya...pek gururlandım bir hoşuma gitti..bin teşekkür...


Ödülün gönderilmesiyle ilgili 3 kural varmış:


1. Seni ödüllendiren blog yazarının linkini vermek

2. Bu ödülü başka 7 blog sahibine linklerini vererek göndermek.

3. Seçilen blog yazarlarını durumdan haberdar etmek.

Okuduğum tüm blogları "çok severek" okuyorum..sevmeden okuduğum hiç bir blog yok..zira sevmediklerimi okumuyorum..okuyup pes..tüh..yuh..tü..kaka.. demiyorum...

End dı oscır gooz tuuuuuu..

1.Sed

2.Vintagebiscuit

3.Defneyle yaşamak

4.Mormermaid

5.Adacım

6.Zeya

7.Tubik ve Cenk

8.Ozlem

9.Ruhmektebi

Aaaa dokuz olmuş..bendeki liste uzar gider bir dur diyeyim kendime...

Sobelerim var birde...

2*********

Sevgili Cag sobelemiş beni..üstelikte ona yorum bırakırken..peh diyorum...Tuhaf Huylar takıntılar

Çok yok bende onlardan..sıralamaya başlayayım.

1.Durmadan ayakkap almak..önüne gecemiyorum..varsa bileniniz bir tedavi şekli..ben adayım..

2.Elle mıncıklanarak yapılan yemekleri sevmem..mercimek köftesi..köfte..çiğ köfte..ıyyy..hiç yemem..

3.Aaaa burada yazamayacağım bir acaip takıntım daha var..hehehe..çok yakından tanıyanlar tahmin edebilirler..

4.Hasta isem antibiyotik hayatta içmem..hoş ilaçta içmem ya..evde zencefil..tarçın..rezene ne varsa yutarım ama...

5.Güneşi sömürürüm..tatilde beni güneşin altından çekmek mümkün değildir..

Sanırım bu kadar..dedim ya çok yok bende takıntı...eh beşte yeter..hehehe..

3*********

Sed kendi kendine yeni sobe icat etmiş..seni gıcık eden 3 şey...

1.İnsanların birbirlerini tanımadan bilmeden çamur atması...dur be kardeşim..önce beni bir tanı..bil..sev sevme..ama gör..sonra at çamurunu değil mi ama...

2.Para..yanımda para sohbetleri edilmesi..maaşın ne kadar..bir borç versene...arabanı kaça aldın..ay hiç param yok...ben hep parasız gezerim..sırf bu yüzden cebimde 20 lira olur..soyulursam hemen vereyim diye hahayt...

3.Din konusunda yapılan sohbetler..hmm seni Kuranı okudun mu?..şu ayette bu var..sen ne biçim müslümansın..kardeşim sana ne...herşey benimle beni yaradan arasında değil mi? ..biz yıllardır gayet süperinden anlaşıp gidiyoruz..nedir bunu sohbet konusu yapmak....olmaz ki..

4********

Sinemim de beni sobelemiş..

Sobenin konusu;

1- Yakınınızda bulunan ilk kitabı alın.

2- 161. sayfayı açın.

3- 5. cümleyi okuyun.

4- Blog sayfasına yazın.

5- En güzel cümle ve en güzel kitabı seçmeyin.Sadece yakınınızda olan ilk kitabı alın.

6- 5 blog arkadaşınıza yollayın.

Ah işte bu çok feci..en yakınımdaki kitap..arkamdaki kütüphanede...The Handbook of Maritime Economics and Business by Grammenos..bizim sektörün duayenlerindendir haaa..çok eğlenceli bir kitap değil tabi..

Çok eğleniyorum şimdi..kitabın 161.sayfasının 5.cümlesi aynen şu..kihkih.."Figure 3 indicates the percentage of general cargo that is containerised in the global situation" peh..grafiği görmek isteyeceğinizi düşünmüyorum...

Şimdi bu kıymetli sobeyi kitap kurtlarına yapıyorum...ece (sevmezsin ebe sobe ama napalım..kitap bu)..özgür...nese...verda ve alaaaaaraaaaa....

Çok yorucu oldu bu post ve sanırım yazdığım en uzun post..bugünün işini yarına bırakmademiş atalarımız...

Çarşamba, Şubat 11, 2009

ORGENERAL CEVAT ÇOBANLI Anısına ...(14 Eylül 1871–13 Mart 1938)

Orgeneral Cevat Çobanlı..sevgilinin büyük dedesi...sevgiliye bir süpriz yapmak istedim..nette araştırma yaparken..Cevat Pasa web sitesini buldum..bir mail attım...Sevgili Ahmet Yurttakal hemen aradı..bizleri mesut ve bahtiyar eyledi..Cevat Pasa ile ilgili inanılmaz bir arşiv ve bilgi var elinde..buradan kendisine ben ve ailem adına bin teşekkür ederiz..kıymet verdiğini..emek verdiği..bizleri bilgiyle donattığı için...18 Mart'ta Çanakkale'de görüşmek üzere Sevgili Ahmet Bey...


************


Subat ayındayız henüz...18 Mart’a daha bir ay var belki ama..Ben Canakkale Zaferinin unutulmaz komutanının 71.ölüm yıldönümünü .. 18 Mart Canakkale Zaferinin 94. yılını hatırlatmak istedim....halen hatırlayabilirken...bilebilirken..unutturulmamışken yazmak istedim...tarihe küçük bir not düşmek istedim...ve Sevgili’nin dedesiyle gurur duymasının haklı sevincini paylaşmak istedim..

Çanakkale boğazını düşman gemilere geçirtmeyerek” Çanakkale Geçilmez” ifadesini tarihe kazıyan Cevat Paşa, nam-ı diğer 18 Mart Kahramanı, 18 Mart akşamı boğazdan düşman gemileri püskürtürken şöyle demiş..” Gittiler, geçemediler, geçemeyecekler”...Cumhuriyet ve Atatürk için canlarını vermeye hazır bu vatan evlatları sayesinde demokratik, bağızsız, laik bir ülke olabildik..ve o yüzdendir ki şimdi biz torunları bu cumhuriyeti yaşatmak için elimizden geleni yapacağız...Yolun ışık olsun Cevat Paşa...
Bir Yolcuya
Dur yolcu! bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bu tümsek, Anadolu'nda
İstiklal uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmet'in yattığı yerdir.

Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed'in düşmanı boğduğu sele
Mübarek kanının akıttığı yerdir.

Düşün ki, haşr olan kan, kemik eti
Yaptığı bu tümsek, amansız çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.

Necmettin Halil ONAN


Cevat Paşa’nın aldığı madalyalar ise benim bildiğimden de cokmuş..paylaşayım istedim.
• Gümüş Liyakat Madalyası (1894)
• Üçüncü Mecidiye Nişanı (1896)
• Bulgar Prensi tarafından Liyakat Nişanı (1898)
• İspanya Hükümeti tarafından İzabella Katolik Nişanı (1902)
• Almanya Hükümeti tarafından İkinci Rütbeden Kron dö Prus Nişanı (1903)
• Bulgaristan Kralı tarafından İkinci Rütbeden Sent Aleksandır Nişanı (1911)
• Gümüş Muharebe İmtiyaz Madalyası (1915)
• Almanya 1. ve 2. sınıf Demir Salip Nişanı (1915)
• Altın Muharebe Madalyası (1915)
• Muharebe Altın İmtiyaz Madalyası (1915)
• Alman İmparatoru tarafından ikinci rütbeden Kırmızı Kartal Nişanı (1916)
• Alman İmparatoru tarafından Eglruj Nişanı (1916)
• Avusturya-Macaristan Devleti tarafından birinci rütbeden Kron de Fer nişanı (1917)
• Avusturya-Macaristan devleti tarafından ikinci rütbeden Demir Taç Nişanı (1917)
• Birinci Kılıçlı Mecidi Nişanı (1917)
• Alman İmparatoru tarafından birinci sınıf Kılıçlı Taç nişanı (1917)
• Avusturya-Macaristan Devleti tarafından Salib-i Ahmer nişanı (1918)
• İstiklal Madalyası ve Takdirname (1923)


Salı, Şubat 10, 2009

Kan testleri ve pasaport

Bu sabah kan tesleri yaptırmaya gittim...önceden öğrendiğim rakam 945 lira idi..hmm çok pahalıymış ama genel bir bakım tutum olsun dedik...yaptıralım...sevgili de herzamanki gibi benimle geldi...sigorta kartımı da uzattım ve cıkan ödeme yaklaşık 750 lira gibiydi..birbirimize baktık..önceki fiyatı düşündük..eğer özel sağlık sigortamız olmasa neredeyse 1000 lira ödeyecektik...bu nasıl bi iştir dedik...hala da anlamadık.. belki özel şağlık sigortalarına özel indirim yapıyorladır dedik...sigortacım gelecek bu hafta..en öğrenmek istediğim konu bu şimdilik..eğer öyle bir durum varsa..sağlık sigortası olmayan vatandaşın vay haline..hasta da olunmaz bu ülkede...peh diyorum başa birşey diyemiyorum...

Pasaportum bitiyor eylülde..malum altı aydan kısa pasaportlara vize vermiyor kimse..pasaportu uzattığınızda da kalan 6 ayınızı yakıyorlar...bu ne biçim bir anlayış olaki?..son uzattığımda zaten pasaportlar değişecek diye 1 yıllık uzatmıştım 160 lira...baktım kazın ayağı öyle değil..uzattım şimdi 5 yıllık..560 lira..bu pek para pul postu oldu ama buna da pes dedim yahu..pes..ne oluyor kardeşim...asgari ücret neredeyse bu kadar..nerde yaşadığımızı bilmiyor mu bizi yönetenler?

Ayıptır...

Asabiyim bugün biraz ben...

Pazartesi, Şubat 09, 2009

Çok iyi gidiyor

Yeni bir ben çalışmalarım çok iyi gidiyor..çarşamba ikinci kez gideceğim beslenme uzmanına...şu ana kadar 1.5 kilo vermiş durumdayım..derdim kilo vermekle de değil aslında..çeşitli (aslında tek) bölgelere toplanmış fazlalıklardan kurtulmak..ki kurtuluyorum da..asıl önemli olan benim bu beslenme..aslında çok ve sık yeme biçimini hayatıma sokabilmem ....yerleştirebilmem..sanırım onda da çok zorlanmayacağım..zira hayatımda yemediğim kadar çok yemek yiyorum hahahyt..bayıla bayıl hemde...birde cadı çayları var..hergün yapıp içtiğim..içimi temizliyorum...büyük işe başlamadan önce...şimdilik bu kadarı bile yetiyor bana...

Merak eden eşe dosta haber etmek istedim...

Cuma, Şubat 06, 2009

Ne mutlu Hamaslıyım diyene..Geç kalmış bir yazı...

Gecen perşembe TVyi açıp karşısında dona kaldık sevgili ile...muhterem başkakanımız bizim alışık olduğumuz tavırlarını Davos'ta sergiliyordu..."van minüt one minüt..olmaz"..nidaları eşliğinde..tüm cuma aynı sahneyi defalarca seyrettim...seyrettim...bizim güneydoğuda şehit olan delikanlılarımız bizim evlatlarımız değil miydi?..biri çıkıp evet..PKK'ya destek olalım dediğinde hissettiklerimizi düşündüm hep...düşündüm düşündüm...sonra her millet hakettiği şekilde yönetirilirmiş geldi aklıma..isyan ettim..benim hakkettiğim bu değildi...çevreme benimle birlikte yaşayanlarında hakettiği bu değildi...ama biz hangi arada buralara gelmiştik..biz mi kördük? diğerleri mi?..bilemedim..hala da bilmiyorum...cuma günü şuradaki köşe yazısını okurken de içim sızladı...

Ne mutlu Hamaslıyım diyene...

Vallahi kıskandım...

Hep böyle altı okka bi başbakanım olsun isterdim.

*
Evlatlarımız kahpe pusularda şakır şakır şehit edilirken, açsın telefonu Barzani'ye, "eksküzmi" desin mesela... "Bundan böyle sınırdan kedi bile geçerse, çadırına F16 yağdırırım, nerden geldiğini şaşırırsın" desin... İsterdim.

*
Kafamıza çuval geçirdiklerinde, isterdim ki, toplasın kabineyi acilen, "İncirlik'e kilit vurdum" desin... Çağırsın ABD Büyükelçisi'ni, "Bak arkadaş, ya çıkıp özür dileyeceksiniz, ya da topla tasını tarağını Nebraska'ya kadar yolun var, anca gidersin" desin... İsterdim.

*
Annan Planı'nı burnumuza dayadıklarında, kaldırsın telefonu, "Bizde güzel bir laf vardır dostum Kosta, senin anan güzel mi?" desin, şakayla karışık... Gitsin Kıbrıs'a, "Biz burdayız kardeşim, santim kımıldamayız, çok rahatsızsan ananı da al git" desin... İsterdim.

*
Bize turistik vize bile verirken bin dereden su getiren ülkelerde bölücüler cirit atıyor, AB çatısı altında konferans filan düzenliyor... İsterdim ki, çıksın Meclis kürsüsüne, "Toprağıma, milletime yönelik bu husumet bitene kadar, AB ile ilişkilerimizi askıya alıyorum" desin... "Benim için bitmiştir, daha gelmem Brüksel'e" desin... İsterdim.

*
Uzatmayayım...Kıskandım.Ömrüm boyunca özlemini çektim.Hamas'a nasip oldu.

*
Ne mutlu Hamaslıyım diyene.

Yılmaz Özdil

PS- Haftasonuna girerken bende isterdim şen şakrak bir yazı yazayım..ama bugün hissiyat biraz geç kalmış ve böyle...

Salı, Şubat 03, 2009

Yeni bir Ben!

Bugün yepyeni bir Tanya'ya başlangıç yaptım..taşıyamadığım bebeğin bana miras bıraktığı kilolardan kurtulmak üzere artık bir beslenme uzmanından yardım alma vaktim geldi diye döküldüm sabah yollara...nişantaşına vardım...ne de güzel yaptım..tekrar hamile kalmak istediğim düşünülürse..bu hamileliği 350 kg.ile kapama ihtimalim de varken..bu sefer orta yaşlı insan gibi davran dedim kendime...cocukluğu bırak...vücudunla itişme..çözüm yolu varsa kullan..değil mi?..bünyeyi hırpalamaya hiç gerek yok..evet..bende bu çözümü kullanmaya başlıyorum..yarından itibaren..malzemeler alındı sevgili tarafından...akşama yapılacak...sabah keyifle herşey hazırlanacak..yenecek...üstelikte benim şimdi hediğimden kat kat fazla yenecek..öyle mutluyum ki...bakalım haftaya kadar neler olacak?

Pazartesi, Şubat 02, 2009

Banyo..blogır parti..vs.

Banyo geldi..bana sorarsanız şahane oldu..sevgiliye sorarsanız artık banyoda yaşayabilirmişiz..hiç arızasız..itişsiz kakışsız geldi banyo...takıldı en güzelinden...güle güle kullanalım..bol bol keyif edelim.

Bir iki eksik var elbette ama yaşadıkça tamamlanacak..
Banyonun takılıp benim tüm gün keyf ettiğim günün gecesi Tugbalara gittik...keyfimize keyif katmak için...o deli saçlı Defdefle oynaşmak için..

DÜnya tatlısı Defdef ile sevgili..


Sebo ve Sed.

Defdef'in aşık anne ve babası


Sed..ben..Tugba..Sebo..Esra..ve Tubik..tüm deliler bir arada hehehe..




Esra tek başına... söz verdiğim gibi..

Kutlu evlilik haftalarını Tugbanın yaptığı tiramisu eşliğinde kutlayan Sevgili Tubik ve Cenk.

Sevgili ve ben


Ve efsane Kirazlı Ayakkablarım ayağımda...

Geceye damgasını vuran şeyler...Defdef'in kendi yaptığı kurabiyeleri elleriyle hepimize ikram etmesi...Tugba'nın tiramisusu..ve Koray ile muhteşem ev sahiplikleri...balkon...Tubik ile Cenkin kutlu evlilik haftaları..Seden'in " Benim bunlar şey ya..vuruyo aradan" demesi..konu da dişler..hepimiz yıkıldık... gitti gidiyordan sevgilinin üstüne kalan lokomotif ihalesi...bayılıyorum ben bu blogır gecelerine..öyle çok gülmek..eğlenmek..şen kahkahalar...hiç düşünmeden...kaçınmadan..ve her seferinde yine yapalım dedirten türden..iyi ki varsın be bılog...