Perşembe, Mayıs 15, 2008

İçimiz açılsın..


Biraz açık saçık resimler koydum ki..bir önceki postta resimleri görüp fenalaşan Sevgili Verdacım rahat etsin..ve aslında hepimiz..

Çarşamba, Mayıs 14, 2008

Oldu mu şimdi bu?

Şimdi bu görüntü oldu mu? Bize yakıştı mı? Sayın Cumhurbaşkanımızın kadehini bir türlü ne zaman kaldıracağını bilememesi...ürkek gözlerle sürekli kraliçeyi izlemesi..anı yakalamak için oldu mu?..muassır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak bu mudur? Asabiyim bugün..

Pazartesi, Mayıs 12, 2008

Bir iki konu var çözemediğim..

Galatasaray şampiyon oldu..Tüm Galatasaraylıları tebrik ediyorum...ancak bir aslanın stada götürülüp..şampiyonluk kutlamaları adı altında eziyete maruz bırakılmasını birinin bana açıklamasını bekliyorum..bu nasıl bir sporseverlik..nasıl bir insanlık?!..sorum zor değil..derdim Galatasaray ile de değil..derdim nasıl bir zihniyet bir aslanı bir kamyonun arkasına koyar ve bunu da şenlik havasına döndürür..ağlanacak halimize gülemizi bekler?

Son günlerde arkadaşlarımın bloglarında baş örtülü insanların topluma ettikleriyle ilgili yazılara bazı yorumlarım oldu..esefle karşılanmış..ben bir öğretmenin kafasının kapalı olmasını anlayamıyorum..aydın insan yetiştirmeye yemin etmiş bir insan sadece görüntüde değil, fikren de modern ve aydın olmalıdır..son günlerde popüler olan..ve pıtırak gibi artan kafası kapalı insanları sokaklarda görmeyi gönlüm kaldırmıyor..bırakın benim gönlümü..Sevgili Ata'mızın kemikleri ne oluyordur..

Bir insan ki kendini dine vermişse, kafasını kapamışsa, soyutlamalıdır kendini bu hayattan..benim çocuğuma eğitim verecek bir kurumda çalışmamalıdır..evinde kendi çocuğuna eğitim vermesine karışmıyorum ki ben..ama benim çocuğuma eğitim vermesine karışırım...benim görmek istediğim ülke modeli İran değil ki..ben atalarımızın uğruna öldükleri bu vatanın ruhu hür, vicdanı hür yaşamasını istiyorum...bazi eşler AİHM'e gidebiliyorsa kendi memleketlerini şikayete, bende kendi kendime vızıldanabilirim diye düşünüyorum bu örümcek kafa zihniyetine karşı...en azından vatanımı arkadan vurmuyorum...dimdik duruyorum öylece..ve karşı çıkıyorum...

Cuma, Mayıs 09, 2008

Yeni heyecan!

Yeni taşındığımız için evde dikilecek bir dolu perde vardı...bir dolu nefis kumaşlar alındı ancaaaak Annem perdeleri terziye diktirme fikrimden hiç hoşlanmadı ve "ahh bir dikiş makinesi olsa ben hepsini dikerdim...dikiş makinesi de yanımıza kar kalırdı" dedi..Bunun üzerine hemen internetten aşağıda resmi bulunan bir dikiş makinesi siparişi verdim.

Aman bir güzel çıktı makine..fır fır dikiyor herşeyi..ee bende madem makinem var artık pek heves ettiğim dikiş dikme işine bir adım daha yaklaşayım dedim...zaten sevgili vintage'ı okuya okuya hasetimden çatlamak üzereyken makine imdadıma yetişti...Vintage 'ın elbiseleri kadar başarılı olamam ama denemelere başlayacağım..ilk hedefim eşarptan şöyle efilefil uçuşan bir bluz dikmek...belki haftasonu becerebilirim..saolsun annem cocukken paca kıvırmayı, duble paca yapmayı, fermuar değiştirmeyi, patron çıkarmayı öğretmişti..ne öğrenmişim göreceğim.

Çarşamba, Mayıs 07, 2008

İyi ki varsın Canım Annem!

Ve de tabiki Canım Babam..annemin doğum günü kutlama şenlikleri kapsamında..dün gece et and more'a gittik..ben Cafe Cadde'yi hiç sevmem..ve dolayısıylada caddede bir yere gidileceği zaman en son gideceğim yerdir...ve fakaaaat..bu önyargılı davranışımı artık esefle kınıyorum...Dün gece annem ve babam et yemeyi sevdikleri için onları et and more'a götürdük..son derece keyifle döşenmiş..cafe caddeden giriyosunuz ve üst katına cıkıyorsunuz..kocaman masalar..keyifli koltuklar..adeta evde gibisiniz..servis çok iyi..sıcak volkanik taşların üzerinde pişirmek üzere et getiriyorlar ve sebze, sonsuz patates, salata, hellim peyniri ve de turşuuuu..patlayana kadar yiyebiliyorsunuz..ve sınırsız çeşit şarapları var...biz hepimiz bayıldık..bizim için biraz fazla etcil bir gece olmakla beraber annem ve babam inanılmaz keyif aldılar...bizde son zamanlarda gittiğimiz en keyifli yemek olduğunu düşündük..

İyi ki varsın canım annem..iyi ki bizi de doğurmuşsunuz..bir olup..
Aşağıda annemle babamın pek beğendiğim bir resmi...


Et yemeyenlerden özür dileyerek...ancak yiyenlere fikir versin diyerek..

Şenlikler kapsamında bu gece de Metin Zakoglu'na gideceğiz...Biz çok seviyoruz Metin'i ve de Sevgili eşi Tugba'yı..her oyuna defalarca gittik..kaçıranlar için Zakoğlu Tiyatrosu evde tiyatro konsepti ile son derece eğlenceli..keyifli..interaktif bir tiyatro sahnesi...Erenköy'deki yerlerinden taşındılar..bize çok daha yakınlar artık..iskele Cd. Erdoğan Apt. Daire 2'deler...ve inanılmaz keyifliler..biz bu gece yine ve yeniden "Ben Küçükken Gösterirdim"e gidiyoruz..gülmekten patlamaya..Yukarıdaki resimde Sevgilinin cektiği resimlerden biri..


Perşembe, Mayıs 01, 2008

Hastayım ve 1 Mayısınızı kutlarım!

Bende Sedef hastalığı var..15-16 yaşımdan beri...geçen hafta Istanbul'da sedef konusunda uzman bir doktora gitmiş olan sevgili ablam Sybella'nın bana da aldığı randevu sonucunda dün akşam bende aynı Profesör Doktora gittim..45 dakika süren sohbetimiz sonucunda vardığımız yerler;

1-Sedeflerimle barışık bir insanmışım,
2-Kortizonlu ilaç kullanılmayacakmış, derilerim incelmiş( Ey doktorlar,madem inceliyor neden veriliyor bu ilaç?),
3-Bitkisel ilaçlara dönmeliymişim,
4-Hastalığın seyrini kendim çözmüşüm..nasıl iyi hissediyorsam onları uygulamaya devam etmeliymişim, mesela duş sonrası susam yağı sürmek, solaryum ve güneş sömürgenliğine devam etmek,
5-Hamile kaldığımda mucize olacakmış ve beden bağışıklık sistemini baskıladığından sedeflerim tamamen geçecekmiş, ancak sonrasında yine çıkacakmış (acil Alişe öncelik vermek gerek demekki),
6-Sedeflerim ağrılı ve kaşıntılı olmadığından çok önemli değillermiş, diğer hastaları görmeliymişim,
7- Günde 3-4 sigara ve haftada 2-3 kez 2-3 kadeh şarap sedefe hiç birey yapmazmış..içmeye devam hehehe,
8-Yaşama sevinci yüksek insanlarda iyileşme daha fazla görünürmüş (ki bu durumda bu da ben oluyorum)
9- Sedef hastalığı hücrelerin çok çalışmasından olurmuş..sürekli deri üretiminin sebebi bu imiş, yani hücreler çalışkan,
10- Kontrole gitmeme gerek yokmuş, ben bilirmişim seyrini,
11-Bilmediğim hiç birşey öğrenmediğim bu sohbet muayenenin sonucunda doktora 230 YTL, ilaçlara da 131 YTL (sadece bitkisel ilaçlar olduğuna dikkatinizi cekmek isterim), toplamda 361 YTL ödeyerek günü kapadım, artık doktora gitmeyeceğim, Dr. House Turkiye'ye gelmedikçe.

Sevgili Sybellacığım,

haftasonu bana yardıma geleceğini hatırlatır, bu ödemiş bulunduğum parayı senden çıkaracağımı bilmeni isterim hehe..

PS- Bu arada ablamın ilaçları 6 lira..ve ciddi bir tedavi uygulanıyor..kendileri pek memnun.

Salı, Nisan 29, 2008

mor ve ötesi...


Bazı anlar vardır...durmadan aynı şarkıyı dinler dururum..bıkmadan usanmadan..ezberlemeden..öylece..zihnimde uçuşur melodi...bu aralar sadece mor ve ötesinin büyük düşler albümünü dinliyorum...kördüğümü ama sadece..


kim bilir

neler oldu

yer yarıldı

herkes hala kibar

parlak kutularda

toy mühendisler

bozuk ve sahte

hep havadisler

bu mudur bana reva gördüğün

kimseler bilmez

bu bir kördüğüm

ne ilk ne de son

beraber bekledik

yaptığımızdan ne kadar emindik


durdum durdum kendime güzel bir ağ ördüm

kimse bilmez kimse bilmez bu bir kördüğüm.

Çarşamba, Nisan 23, 2008

23 Nisan!




23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun!
İçinizdeki çocuğu öldürmediyseniz sizinki de kutlu olsun!


Pazartesi, Nisan 21, 2008

Reklamlaaaar

-REKLAM 1-




Logo www.marklinciyiz.biz sayfasının logosu..sevgili Cem..senden izinsiz aldım...affet..kaynak belirtiyorum ama hehe..

Sevgilinin tren hastalığı bana da gecti..trenlere aşık bir adama aşık bir kadın olarak (sonradan pek beğendiğim bu söz dizisini forum da kullandım..pek havalı oldum)....bana küçük bir starter kiti hediye etmesiyle birlikte kendimi erkekler (ki onlara çocuk adamlar diyorum ben) dünyasında tek kadın olarak buluverdim..Modeltrenlere hasta olan çocuk adamlar var etrafta..sayıları azınsanamayacak kadar..her perşembe bir araya geliyorlar..bir evin 200 m2lik çatı katında..çocuklar gibi şen oluyorlar..bir kısım lokoların içini dışına çıkartıyor..bir kısım bilgisayarla o 200 m2'ye yayılmış trenleri nasıl idare edebildiğini gösteriyor...mesela ışık kırmızıdan yeşile dönüyor..yol kapanıyor...tren buharını savura savura geciyor..ışıklar tekrar değişiyor..bariyer kalkıyor..o arada teleferikler aşağı yukarı iniyor...limanda bir gemi..containerlar öbek öbek...yolda raylar olmaksızın arabalar vızır vızır..aklını oynatmalık bir durum yani..bende ekibe kenarından köşesinden dahil oldum..çaylak vaziyetindeyim tabi..yaptıklarını gördükce dibi bırakıp bırakıp eve dönüyorum...sevgilinin hediye etmiş olduğu starter kitine caresizce bakarak..ben dioramamı nasıl yaparım diye...

Sevgilisi trene meraklı olanlar varsa..hooop şuraya..bu kadarlık AR-GE çalışmalarım sonucu öğrendiğim şeyler:

1-Tren dediğin şey Marklin olacak.
2-Çocuk adamlar çok sabırlı.
3-Sevgilileri, eşleri onlardan daha sabırlı..toplantı yapılan evin çocuk adamının bir eşi var..bıkmadan usanmadan sosis, patates kroket kızartıyor..vallahi bravo..hep destek tam destek.
4-Dioramaya başlamadan çok fazla AR-GE yapılacak.
5-Durmadan malzeme alınacak...sağlam bir yatırım yapılacak...Sevgili..döner sermayeye ekleme yapayım mı? hehe..
6-DIY çalışılacak..öyle hazır prototipler makbul değil..mesela gökdelen yapacaksın..ofislerin içindeki bilgisayarların ekranlarında ışık..evet doğru okudunuz ışık olacak..duvardaki panoları söylemiyorum bire..milimetrik...
7-Cevre gezilerini özellikle istasyonlara yapacaksın ki çocuk adamların sordukları bilmeceleri şakkadanak biliceksin...burası ne istasyonu postuna yanıt...Goztepe..mesela değil mi sevgili?..
8-Sık sık yapı marketlere gidilecek..çalı çırpı kullanılabilir ne var bakılacak..vernikler incelenecek..
9-Çocuk adamlar çok mutlu..onlara hiç ilişilmeyecek..sokağa gideceklerine o catı katında öyle mutlular ki..destekliyorum valla ben hehehe..
10-Araştırdıkça daha da zevkli hale geliyor..evde ben bile Sevgiliden kaptığım bir yere popoma yer ettim şimdiden..taşınalım..yerleştireceğim lokolarımı...

Yukarıdaki set benim..kıçı kırık bir ağaç ve evde koydum ki hoş görünsün diye..hehe..


-REKLAM 2-


Sevgili Serhan vasıtasıyla öğrendiğim pastanbul...bir blog.....içindekiler şahane..hemen sipariş mi versek ne?!

Didemcim, reklam bedelini ben lolipop kurabiyeler olarak tahsil edebilirim mesela..Bol şans..kolay gelsin..hmmm bebek kurabiyesi de fena fikir değil aslında hehe...

Cuma, Nisan 11, 2008

Ev durumları

Evlendik ya..koşuşturma bitti zannederken..evde ufak tefek tadilat durumları..bizde iki ev var..yazlık ve kışlık.. şimdilik kışlık dediğimiz cehennem kadar sıcak evde oturuyoruz ve yazlıkta da bir kaç tamirat tadilat yapıyoruz..tüm haftasonunu diğer evde gecireceğiz ki az da olsa yerleşebilelim..haftasonu yardıma gelmek isteyen olursa bekleriz..hiiiç çekinmeyin...Verdacım bak gelelim diyordun tam zamanıdır hehehe..

Evin bir duvarını benim bitişine bayıldığım bir şekle döndürdük..bakalım beğenecek misiniz..Bak şaşır duvar kağıtları..tam barın arkasında...evin dağınıklığının kusuruna bakmayın.

Çarşamba, Nisan 09, 2008

Victoria's Secret

Alışverişi çok seven ben Mart ayı sonlarında çok sevdiğim VSden dünyanın alışverişini yaptım..heyecanla bekliyordum..taki UPS'den beni arayıncaya kadar...vermiş olduğum siparişin miktarı gümrükleme gerektirdiğinden ve bunun da maliyeti 450-500 lira olduğundan ne yapmalarını istermişim?..Hönk diye kalan ben..paketin içinde sadece don, sütyen ve pijama olduğunu anlattım ve siz olsanız 500 lira verirmisiniz dedim..vermem dedi karşımdaki ses..ancak internetten alışveriş yaparken de kendimi kaybetmem dedi..ehem öhöm diyerek paketin olduğu gibi geri gönderilmesini rica ettim...Ama elbetteki işlemler devam ederken ben şahane bir şekilde tamı tamına almadığım don, sütyen ve pijama için USD 548'i ödedim..üstüne su içtim..hala iadeleri bekliyorum.


Aman diim aklınızda olsun internetten alışveriş yaparken USD 150 ve € 100'ü gecmeyecekmişiz..UPS'den bu şekilde salık verdiler..alışveriş yapan varsa internetten alışveriş hadisesini sömürmeyelim..yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı..benim totoma kaçtı sizinkine kaçmasın..


Ahh ah pek güzellerdi ama..


Salı, Nisan 08, 2008

İyi ki Doğdun Lalala

Bugün Canım Ablamın doğum günü...kendisi henüz 24 yaşına basmaktadır..sakın aksini söylemeyelim .hadi bakalım hep berabeeeer..sonsuz mutluluklara yelken açman dileğiyle..



İyiki doğduuunn..bak ne güzel bir kadın olduuun..şarkıyı yükleyemediğimden resimle idare et hehe..


Cuma, Nisan 04, 2008

Yüzme



Tam 20 yıl sonra yüzmeye başladım...bana bu konuda sonsuz gaz verip..gazın ayarını biraz da kacırıp Temmuzdaki Boğaz Maratonuna dahi başvurduran canım arkadaşım Serhan'a huzurlarınızda teşekkur ederim..bittim ben o ayrı ama...bu arada bendeniz cennet kuşu boğazın en yakın iki noktasından geçileceğini zannederken..Kanlıca'dan Kuruçeşmeye 6.5 km. yüzüleceğini öğrenmiş durumdayım..o da ayrı bir konu..nasıl çıkarım..nerden giderim bilmiyorum..olmadı SATlar yüzemeyenleri topluyormuş..tekneyle geçerim..hehe..

Bana her konuda hep destek tam destek olan Sevgili aşağıdaki resimler çekmiş..sizde eksik kalmayın istedim...


Perşembe, Mart 27, 2008

Evlilik tefrikası...


Canımcımlar,

Herkesin resim ve düğün hikayesi beklediğini biliyorum...sevgili o kadar güzel anlattı ki..tefrika..tefrika ..üstüne diyecek çok birşeyim yok benim.. SENİ ÇOK SEVİYORUM dışında..

Şuradan ulaşabilirsiniz..çok keyifli yazmış...

Belki benim de buradan yazabileceğim, sonsuza dek sürmesini istediğim bir dileğim var...

"Sevgilim,hep Sevgili kalalım..olur mu?"

Birazda resim koyacağım sizlere..en şahanelerinden..kulağımın arkasına fotoşop butonu yaptırasım var dedirtirenlerden..












15 Mart gecesi hiç yorulmadan bıkmadan, sevgiyle dünyanın resmini çeken Canım Hande, Oytun ve tabiki Alaraya bin teşekkür!!

Çarşamba, Mart 19, 2008

Rüya Gibiydi..

Haftasonu evlendik...zannederim herkes için rüya gibi bir tatil oldu..hele de ben ve sevgili için inanılmazdı...bugün cok fazla yazı ve resim yok..bir resim ve bir yazı..yazı benim değil Sevgili Barton'un telgrafı..bize gönderdiğine göre yayımlayabilirim diye düşündüm..gönlüne sağlık ağlattın beni....Fotoğrafta canım Handemin çektiği onlarca şahane fotograftan biri.

Sevgili Definem ve Sevgili Hocam,

Caz müziği gibisiniz, çünkü birbirinizi emprovize sevdiniz...Ve şimdi şahane bir konser başlıyor..O güzel kalbinizden öpüyorum.

Tüm sevgimle,
Barton