Perşembe, Nisan 24, 2014

19 Nisan!

Tam 4 yıl 5 gün önce hayatımızda çok acaip bir mucize gerçekleşti. O güne dek sesine katlanamadığım bir küçük insan hayatımıza girdi. Bana tüm doğrularımı değiştirtti. Hayatıma anlam, yüzüme kocaman bir gülümse kattı.

Hayattaki en iyi arkadaşlarıma rakip, biricik sevgilime yandaş oldu. Sohbetlerin en kralını kendisiyle yapar olduk, yemeklerin en güzelini beraber yiyoruz artık, benim hiç bilmediğim "Starwars", "uzay aracı", "kovboyluk" ve "tren" gibi konularda bana ahkam kesiyor bana, en uzaklara onunla yüzüyoruz artık, hiç gitmediğimiz yerlere giderken o da var artık, sanki hep varmışta, ben 40 yıl boyunca bunu anlamamışım gibi.

Şu hayatta yaptığım en güzel şey, en anlamlı adım, en güzel sonuç.

Canım Leo, sonsuza dek seni sevebilmek ve sana destek olabilmek en büyük dileğim. Seni seviyorum güzel insan, iyi ki bizi seçtin, bize geldin. Nice en mutlu yıllara!



PS-Gününde nasıl oldu da yazı yazamadım bende bilmiyorum, iş yoğunluğundan olsa gerek, evi silme, süpürme, yemek yapma gibisinden ahahahyt!

PS- Hala kutlanabiliyorken bugün 23 Nisan neşe doluyor insan!

Perşembe, Nisan 10, 2014

Yüzücü insan!

Eski  bir yüzücü ve sutopcu olarak küçüğümün sportif zamanı geldiğine inandığım bir zamanda burada yüzme dersine yazdırdık kendisini. Zaten geldiğimizden beri haftada 1-2 mutlaka havuza gidiyorduk, e adadan dolayı da suyla hep barışık olmuştu zaten. Ama bizsiz hiç tek başına havuz tecrübesi olmadığından endişeliydim biraz.

İlk ders günü geldiğinde zaten 3 kişilik sınıfta bir çocuk ağladığı için 2 kişi başladı yüzme macerasi, popo popo merdivenlerden indi, anne sen gidebilirsin öğretmenlerim var dedi. 2 çocuk ve 2 öğretmen. Bu sayı beni çok şaşırttı elbette. Biz kenarda oturduk ailelere ayrılan yerde. Gözlerini öğretmenlerinden bir dakika ayırmadı, zaten idmana alışık olduğunda çıpır çıpır yüzdü. Umuyorum suyla alakası hayat boyu devam eder. İyi bir yüzücü ve sporcu olur.  En önemlisi de hayatında bir disiplin ve düzen olur.

Anladım ki artık bizden ayrılma zamanı gelmişti, oysa ki daha dün gibi doğuma gidişim, ilk sesini duyuşum, ilk elimi tutup o koca gözlerini gözlerime dikişi..hayat işte bu kadar hızlı geçiyormuş dedim. Düşündüm.




Pazartesi, Nisan 07, 2014

Ada..

Kanada'ya geldiğimiz tam bir yıl oldu. Çekirdek aile uyum sağladı. Leo okulundan memnun. Sevgili Kanada'nın keyfini sürüyor, ben boş gezenin boş kalfasıyım. Bundan tam olarak memnun muyum onu bilmiyorum hala ama uzun bir mevzu bu.

Geçenlerde göl kenarına gittik, martı seslerini ve suyu görünce gözlerim doldu. Memlekette özlediğim tek yer ada dedim sevgiliye. Başkaca hiçbirşeyi özlemiyorum dedim. Bu özlemek konusunda elbette insanları ayrı tutuyorum. Dostlarımızı ve ailemizi çok özlüyorum, hatta burnumun direği sızlıyor.

Fakat adanın o huzuru, her köşeden çıkan dostlar, gittiğimiz kahvede ikram edilen ada çayları, hiç sevmemekle beraber balık kokusu bile özlediklerim arasında. Adanın sakinliği, yalınlığı, yalansız dolansızlığı, mecburieytsizliği, vapura bağlı esaretlerini, hepsini özlüyorum. Biliyorum ki orada olsam belki çok düşüneceğim, olanlara üzüleceğim, kahrolacağım, keşke burada yaşamak zorunda olmasaydım diyeceğim. Bildiğim birşey bir gün geri dönersek adada yaşayacağımız.

Hissiyat böyle..