Bazen bazı bloglarda okuyorum, bebeğime iskender kepapcısının ta ortasında memeden süt verdim, en anne benim. Bebeğime dişleri tamamlanana dek süt emzirdim en süper anne benim. Veya pompayla süt cekip bebeğe süt vermek analık mı diye burun kıvırmalar. Veya bebek 3 aylıkken hayat devam ediyor deyip bebeği yüzüstü bırakanlara anne mi denir gibisinden.
Unutmamak gerekir ki herkes kendi kadar anne, birine pompa ile süt cekip bebeğe vermek ne kadar acaip geliyorsa, bana da " I breastfeed in public" öyle şahane bir marifet gibi değil de daha cok gösteriye kaçan bir hareketmiş gibi geliyor, ama yerli yersiz eleştirmiyorum. Dedim ya herkes kendi kadar anne. Ben anne ile bebeğin ilşkisinin cok özel olduğunu düşünen annelerdenim, ulu orta mememi açıp bebeğimi emzirmeyi de bu ilişkiyi bozacak gibi birşey görür, aksine bu iki kişilik güzel hadiseyi kamuya açmamayı yeğlerim. Aynı kamuya açık alanda sevişmediğim gibi.
Birde 3 aylık bebeği bırakıp hayatına devam etmek var, ben o eksik annelerdenim o zaman, evet bebeğimi 2.5 aylıkken haftanın 2 günü bırakıp işe başladım, evde oturup tüketen annelerden olmamak için, üretmeyi sadece bebek üretmek olarak görmediğim için, bir bebeğin kadın hayatının tamamını altüst ettiğine inanmadığım için..
Haa bu arada beni yüreklendiren şahane bloglar okumuyor muyum? Okuyorum elbette, mesela kumaş bez, ne kadar çok ilham vermişim benden sonraki annelere, mesela pompa ile süt sağmak, ne çok anne utana sıkıla yaptığı bu işi benimle paylaştı..
Diyeceğim o ki memeleri kamuya açan annelerden daha az anne hissetmiyorum ben kendimi, aksine daha çok anne hissediyorum, daha zor bir savaşın içinde olduğum, bebeğime daha iyi bir gelecek sağlamaya çalışıp, kimseye sırtımı yaslamadığım için..
Yine de hiç bir anneyi de bu blogdan aklıma geldikce eleştirmeyi de görev görmüyorum.. herkesin doğrusu kendi doğrusu ve her annenin bebeğiyle ilşkisi özel ve tek...ee o zaman yaşasın annelik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder