O kadar çok şey var, hayat o kadar hızlı akıp gidiyor ve ben o kadar yetişemiyorum ki. Bir tarafta işim, diğer tarafta biricik sevgilim, bir tarafta yoga, bir tarafta biricik Aliş, öte tarafta yapmak istediklerim, görmek istediklerim.
Herşeyi yaşayabiliyorum ama yazmaya yetiştiremiyorum.
Bu ara olan güzel şeyler.
Müzmin womaniserımız , Hazine sandığı avcımız şahane bir kızla nişanlandı, biricik gelinimize iadesi olmadığını, depositosuz olduğunu anlattık hepimiz. Bu işin tamamlanmasını heyecan ile bekliyorum. Canım Taylan'ım, yakaladığın aşka sıkı sıkı tutun, Nino'muzu ilk günkü aşkınla sev, ışıltınız hiç eksilmesin, hep aşık kalın ve bize gelin. Seni çok seviyorum.
Alişin doğumdaki kocaman kapı süsünden Sed kendine muhteşem bir etek dikti..bayıldım ben.
Aliş o kadar hızlı büyüyor ki, onun da hızına yetişemiyorum, bu fotoğraf yazdan kalma..
Serroscuğum gelmişti taaa yazın, taaa Japonyalardan Alişe dünyayı taşımış, bir türlü yazamadım, Serrosum, al sana ALiş hemde papyonlu hahahyt..
Ha bu arada Aliş her yemekten sonra dişlerini fırcalıyor.Erken yaşta bebekleri diş fırçalamaya alıştırayım diyorsanız buyrun şurdan.
Ve karşınızda Aliş dişlerini fırçalarkeeen...ben bayılıyorum, o kadar ciddi yapıyor ki bu işi, dişleri çıktığında sorunumuz kalmayacak..ah birde cıksalar her gece sevgili de bende nöbetteyiz...tavandaki pervaneyi seyrediyoruz ailecek..
Bu arada bu fotoda Alişin sponsoru Kero, kuzeni, yastık ve tulum Kero'dan kalma hehehe..
Anlatacak daha çok şey var ama zamanım hiç yok..