Memleket birbirine girmişken, yıllar yılı burun kıvırdığımız "aman bunlar da hiçbirşeyden anlamaz" dediğimiz gençlerimiz devlet büyüklerimize dersler verirken içimden çokta post yazasım gelmedi. Zaten gece sizin oralarda gün ışımadan yatamadığımdan, illaki nöbeti birilerine devretmem gerektiğinden uykusuz kaldığımdan biraz yorgunum. Ama mutluyum, en önemlisi umutluyum. Yüzünü aydınlıklara dönen bir gençliğe sahip olduğumuzu gördüm ya. Gerçi sistemin her köşesinden bu örümcek düşünceleri temizlemek biraz zaman alacak ama olsun varsın. Bu pırıl pırıl bir ülkenin başlangıçı olacak bence.
Bize gelince; iyiyiz biz. İyice yerleştik, kızımız Alara'da geldi artık, onun okul kayır işlerini tamamlamak üzereyiz. Gördüğümüz ihtimamın haddi hesabı yok. Biz kendi ülkemizde mahalenin okula yazdırmak için bile rüşvetler öderken burada okullar çocukları alabilmek için önce çocuğa, sonra aileye bir özen, bir ihtimam, anlatılası değil.
Leo'muz artık hem fransızca hem ingilizce derdini anlatıyor, türkçesinin fevkalade olduğunu söylemeye gerek yok tabi. Aİle kararımız olarak evde katiyen başka bir dil konuşmuyoruz, sadece türkçe.
Ha bu arada bizim evin iki tarafında da orman var, yürüyüş ve koşu yolu olan, bugün ikinci ormanı da keşfettik.
Kısacası hayat şu an bize güzel!
Evin arkasındaki ormandan minik bir bölüm.