Pazartesi, Kasım 26, 2012

Bahtsız bedeviyim ben.

Bu akşam Sting konseri  var. Biletler ilk çıktığı gün heyecanla aldım biletlerimizi, aylardır bekliyorum, biletler cüzdanımda.

Ve ne yazık ki konsere gidemiyorum. Bu akşam geleneksel birinci vize haftam başlıyor. İlk kez tekrar okumaya başladığıma pişman oldum. İlk kez bu gece vizelere gireceğime orada Sting'i izlesem ne şahane olur dedim. Ilk kez "Tüh be" dedim.Gercekten de tüh be!

Hem kendisine ve sesine bayılırım, hem de şahane bir yogidir kendisi.

Hay bahtsız bedevi Tanya Hay! DOkunmayın bana bir süre. Galiba ön lisans alıp bitireceğim bu işi ben!

Cuma, Kasım 23, 2012

Önümüze gelene bin tekme

Leo doğduğundan beri söylediğim, artık beraber söylediğimiz bir çocuk şarkısının kendimize uyarlanmış halidir " önümüze gelene bin tekme!"

İçeriği de aslında biz beton binalar istemiyoruz, biz gökyüzümüzü, biz denizimizi, biz ağaçları istiyoruz şeklinde uzayıp gider.

Sebebi ise Çiftehavuzlarda meteoroloji binasının yerine dililen 4 adet 50 katlı binadır. Doğduğundan beri süregelen inşaat bitmek üzere, ve bu binaların bittiği yetmiyormuş gibi şimdi doğduğundan beri hergün gittiği Caaanım Göztepe Parkına camii yapılacakmış.

O kadar üzgünüm ve sinirliyim ki, işin inanç kısmı bir tarafa, benim oğlum "Nereye Gidiyorsun?" diye sorulan her soruya" Sahildeki parka, çünkü göztepe parkında inşaat var" diyor, halbuki bilse o inşaat onun tüm yeşil alanını alıp götürecek ve o çok korktuğu müdür sesi oralarda yankılanacak, şu küçüçük yaşında kendini oradaki kaydıraklara zincirleyecek yeminle. Bende mecburen destek olacağım!

Neyse uzun lafın kısası, oğlumu parka götürmek istiyorum ben, ne yapacağım?
Hala denize girmemize karışmazlarken isimli çalışmamdan.

Çarşamba, Kasım 21, 2012

Nivokido

Leo'ya oyuncak aldığımız şahane bir yer var. Adı Nivokido. Erenköy'de Cadde üzerinde. Dükkanın ön tarafında bir kapalı oyuncak deneme merkezi var. Biz her gidişimizde bir oyuncak alıp binlerce oyuncağı da ön tarafta deniyoruz. Bu "Oyna, beğen, al" durumu bizim çok hoşumuza gidiyor.



Dükkanın en beğendiğim tarafı ise üstüste oyuncak dolu olmaması, ve düzenli bir şekilde raflarda duruyor olmaları. Seçmek, beğenmek, denemek o kadar keyifli ki. Ben hiç bir zaman market rafı gibi raflardan birşey alamadım mesela, o yüzden ya internetten ya da beğendiğim bir iki mağazadan almayı tercih ediyorum.


Mesela bizim oğlan puzzle yapmayı hiç sevmiyor ancak Nivokido'da puzzlelları görünce bir heyecan bir heyecan, hele evde aldığımız tektük puzzlelların aynını görünce bir havalı yapası geliyor çocuğun.

Oynayarak, seçip beğenip aldığı oyuncaklar kadar kıymetlisi yok. Akşam evdeki sohbetlerimizde bizim oyuncakcımız "Nivokido". Sipariş ettiğimiz bir beton kamyonu var mesela, acaba gelmiş midir en büyük kaygımız.

Nivokido'da etkinlikler oluyor haftasonları.
  • Oyun / oyuncak tanıtım günleri
  •  El beceri gelişimi sağlayan etkinlikler
  •  Fransızca / Japonca / İngilizce oyun saatleri
  •  Doğum günü partileri
  •  Okul arkadaşlarımız ile vakit geçirebileceğiniz bize özel atölyeler

 Mutlaka uğrayın derim ben.


Perşembe, Kasım 08, 2012

Kısa bir Bodrum kaçamağı

Kısa bir Bodrum Tatili yaptık. Arabayla gittik, denize girdik geldik. Kısa notlar ve fotoğraflarım var.
 Yollarda sakindi, koltuğundan inmek için tutturmadı mesela. Meyve suyunu ihmal etmedik elbette. Ama o flüt vardı ya o flüt, bitirdi bizi ahahayt.
 Ananelerde mola verdik, İskender'e uğramadan olmazdı, Leo İskenderi beklerken.
 İskenderi mideye indirirken.
 İlk lunapark deneyimi, makul ölçüde bindi, biletlerimiz bitince otele döndük. Ben hiç sevmem lunaparkları, böyle bir cocuğum olduğu için de mesudum.
 Bodrum'da eline verilen baloncuk makinesiyle çok eğlendi.
 İlk balığını babasının ve Sevgili Mete'nin yaptığı oltayla tuttu, elbette hemen denize geri gönderdik sebebini anlatarak.
Bu da benim pek hoşuma giden mahsun bir kare.

Ve atladığım bir konu! İlk aşkını yaşadı.. Burçin'le! We love Burçin!

Neon ışıklı hayat

Her sabah mesaj kutuma düşen reklam e-maillerini temizlerken, çok eski yıllarda okuduğum bir kitapta, ölüm sonrası öte tarafa geçerırken havada uçuşan mesaj panolarını hatırlıyorum. "Cennetin kapılarını aralamak için bizi arayın", "Ağrısız sancısız cehennem deneyimleri". Hepsi neon ışıklarla bezenmiştir bu panoların, tüketim çılgınlığını çok güzel anlatır.

Kitabı bulursam tekrar okumalıyım. Bu arala hep aklımda bu panolar var.

Cuma, Kasım 02, 2012

Özel bir post!

Bugün güzel bir gün..Biricik sevgilim, hayat arkadaşım, sırdaşım, dostum, yoldaşımın bu hayata gelip ışığıyla beni ve nicelerini aydınlatma yolculuğunun başladığı gün.

Bana dünyanın en muhteşem mucizesini yaşatan güzel adam, iyi ki doğdun, iyi ki varsın, iyi ki yoluma ışık oldun, iyi ki yanında yürümemi istedin.

Seni çok seviyorum..her günün en azından bugünün kadar aydınlık ve mutlu geçsin.

İyi ki varsın!