Pazartesi, Ekim 31, 2011

Otomobil koltuğu sorunsalı



Bu çocukları bu koltuklarda uzun süre oturtabilmenin bir numarası olması lazım, ki ben bu numarayı bilmiyorum, çektğim tüm numaraların sonunda bu koltukta oturmamak için o da bana türlü numara çekiyor. Sonuç itiş kakış.

Kolay yolunu beri gelebilir mi? Bana bir yardım eli uzatır mı?

İllaki benim bilmediğim düşünemediğim bir yolu olmalı bu işin.

Cuma, Ekim 28, 2011

Sene 1937...

Şimdi bir tweet okudum.

Sene 1937, Mustafa Kemal Atatürk çok hasta, ve Cumhuriyet kutlamaları var, doktorları "Gitmeniz intihar Paşam" der, Ulu Önder ise "hayır, halkın morali bozulur, kutlamalar olacak" der ve gider.

Biz yarın saat 19.00'da Bağdat Caddesindeki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında olacağız, çoluk çocuk, ana, oğul, baba, kız, tek yürek olacağız. Bu kadar acı ve ızdırap yaşanırken, herşeye rağmen özgürlüğümüzü, lafda bile olsa demokrasiyi kutlayacağız ve ben eminim bizler gibi binlerce Cumhuriyet İnsanı ile birlikte olacağız. Yılmadan, korkadan, ama gözlerimiz dolu dolu..

Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun! Nice Kutlamalara!



Paşam, biz söz verdik, evlatlarımızı senin çizdiğin yoldan götürmeye, senin ilkelerinle büyütmeye, minicik oğlumuza anne baba demeden Atatürk demeyi öğrettik biz ve bu uğurda savaşmaktan hiç vazgeçmeyeceğiz. Huzur içinde ol! Herşeye rağmen, bizler varız ve hep olacağız!

Salı, Ekim 25, 2011

Yıldız yapıyorum ama koli ile...

Evde benim yazmamı ve memleketin dört bir tarafına gitmeyi bekleyen bir koli dolusu bebek küçülmüşleri var.

Hiç birini burdan yayınlamayacağım, içine ufak tefek birşeyler daha ekleyip BÜYÜK ihtiyaç sahipleri olduğunu bildiğimiz VAN'a doğru yola çıkacaklar bu gece.

Bu seferlik affedin, vatan sevgisi, insanlık bilinci cağırıyor. Hepimiz minik minik yardımlar yaparsak eğer orada insanlar tekrar ısınabilecek, tekrar doyabilecekler, yakın zamanda çok zor ama bir süre sonra tekrar mutlu olabilecekler.


Biraz daha büyüse adım gibi eminim arama kurtarma ekibinde çalışacağına.

Pazartesi, Ekim 24, 2011

Disasters never come single!

Şehitlerimizin acısını henüz yüreklerimizdeyken, bir başka acı haber hepimizi dün vurdu, Van'da deprem, ölü sayısı 267, ve daha da artacak. Belki açıklanmayacak, bizlerden gizlenecek.

Millet olarak "bir" olmamız gereken zamanlar olduğunu unutmayalım, yardımeli uzatmak her zaman çok kolaydır, gönül işidir, vicdan işidir. Bugün sana olanın yarın bana olmayacağının garantisi yoktur. Bugün yüreği yanan Van'daki anne ise, yarın bizler olabiliriz, daha önce olmadı mı? Coğrafyamız gereği yerimiz belli, fay hattının üzerinde yaşıyoruz. Her daim her felakete hazır olmalı ve milletçe destek olmalıyız, omuz omuza bütün bu felaketleri aşabileceğimize inanıyorum ben..belli ki sınanıyoruz bu ara, hem de çok ağır ardı arkası gelmeyen sınavlarla.

Dünya kadar kampanya var, yardımın ulaşabileceği, hepimiz 3 dakikamızı ayırıp insanlık adına bir adım atalım hadi!

Cuma, Ekim 21, 2011

Vatan saolsun mu?

Yazacak, söyleyecek çok şey, bir o kadar da susacak. Ben daha suskunum. SÖyleyeceklerimi kemdi içim almayacak olduğundan.

Tek bildiğim "Vatan Saolsun" diyen anaların, içlerinin yangının bir daha hiç sönmeyecek olması.

Vatan gerçekten saoluyor mu bizim evlatlarımız onar beşer o vatan toprağının altına girdikçe? Düşünen var mı yukarlarda bir yerde?

Perşembe, Ekim 20, 2011

And the TRUNKİ gooooes toooo

Saat tam beşte yorumlarla birlikte bu Postu da yayınlıyorum.

Mavi Trunki valiz, 50. yorum sahibi ve Facebook sayfasını beğenen Ata & Emir & Aylin'e gider. Güle güle kullansınlar ve keyifli seyahatler etsinler.

Herkese katılımlarından ötürü ben ve bu hediye verme işini gönülden yapan Kayrada çok teşekkür ederiz.

Trunkili günler dilerim!

Çarşamba, Ekim 19, 2011

Atıştırma



Süt müt işleri bitipte katı gıdaya geçildiğinde bir annenin diğer büyük bir derdi başlar. Atıştırmalık çocuklara ne verelim, kukiler, çukulatalar, cips pipsler, ve aslında hepsi kolay ama bir o kadar zararlı. Nereye kadar kaçırabiliriz onları koruyabiliriz belli değil, amma oğlan finger food dedikleri atıştırmalıklara geçtiğinde ben elimin altında şunları hazır ettim:

-Keçiboynuzu: Hem faydalı hem de dişlerini kaşır.
-Ceviz: Faydası tartışılmaz ve tıkırtısı bebekleri keyiften bayıltır.
-Dut kurusu: Minik ve yumuşak ve üstelikte tatlı, boğazda kalma riski de yok.
Liste meyve pestilleri, çam fıstıkları, kuru kayısılar, iğdeler, hurmalar diye uzar gider.

Ben bazen yemek saatini sakınmadan veriyorum, arabasının altına da bir kutu yaptım koydum, sokakta iken sokağa çıkaran kim olursa olsun verebilsin diye.

Şimdilik keyfile yiyor, hele keçi boynuzu ve dut kurusu favorisi. Şiddetle tavsiye ederim.

Not:Bademden hep uzak durdum, bir kere boğazına kaçmıştı.

Pazartesi, Ekim 17, 2011

Kim Trunki hediye istemez ki!

Trunki valızler son zamanların en heyecanlı ürünleri bence. O yüzden de Kayrada ile ortak bir süprizimiz var sizlere.

Önce Trunki ne derseniz?

İngiliz bir tasarımcı tarafından geliştirilen eğlenceli çocuk bavulları. Trunki sadece bir bavul değil aynı zamanda çocukların üzerine binebildiği bir oyuncak. Çocuklar artık havaalanlarında daha eğlenceli vakit geçirebilecekler. Çocuklar Trunki’leri üzerine binerek sürebilir, gerektiğinde ebeveynleri tarafından bavulun üzerinde taşınabilirler. Farklı renkleri, uğur böceği, kaplan, arı, itfaiye ve prenses arabası gibi karakterleri ile her çocuğun seveceği bir Trunki vardır.

Öncelikle Trunki Türkiye'nin Facebook sayfasını beğenmeniz gerek,link hemen şurada.. ve benim bloğuma renk tercihinizi belirterek yorum bırakmanız gerekiyor, "Pembe valizi istiyorum!" veya "Mavi valizi istiyorum!" demeniz ve adınızı eklemeniz yeterli. Bu postluk yorumlar herkese açık! Ha hepsini istiyorsanız, ki ben istiyorum, o zaman satın almanız gerek. Facebook sayfasını beğenen ve buraya bırakılmış 50. yoruma hooop bu şahane Trunkilerden biri gidiyor.

Söyler misiniz çok şahane değil de ne bu şimdi?

Unutmayın iki işiniz var, ilki Facebookta Trunki Türkiyeyi beğenmek, ikincisi buraya yorum yazmak, yorumları perşembe günü akşam 17.00'ye kadar kendime saklayacağım ve ben heyecanlanacağım, haberiniz olsun ahahahyt.

Trunki by Melissa & Doug from Gilt Groupe on Vimeo.



Cuma, Ekim 14, 2011

Koklarım Boxerlarını!



Tüm hafta suyu çekilmiş değirmen gibiydim. Sevgilim uzak diyarlarda, ben burda modern hayatla didişirken geçiriverdik tam 7 günü.

Geliyor Pazar'a, çorap giydim ama olmadı.

Oğlan babasının boxerlarını koklaya koklaya gezdi, BABBA BABBA diye diye.

Kolumuz kanadımız kırık şu an, pazar sabahı biliyorum ki güneşimiz pırıl pırıl doğacak yine ve yeniden.

Perşembe, Ekim 13, 2011

Işıl anneden rica ettik!

Işıl anneden rica ettik, deneyimlerini bizimle paylasir misin dedik, kirmadi bizi paylasti.

"Ben 28 martta doğum yaptım, doğum yapmadan önce ve yıkanabilir bezlerle tanışmadan önce organik wiona marka bebek bezi almıştım.O bezler bitene kadar kullandım daha sonra baby neo marka yıkanabilir bebek bezlerinden aldım.İlk başlarda sürekli dışarı sızıyordu,ilk başta yıkanabilir bezlere bağladım ama prima kullandığımızda da sürekli dışarı sızıyordu,yıkanabilir bezlerle alakası yoktu .ya ben bez bağlamasını bilmiyordum ya da bebeğim küçük olduğu için ilk başlarda bir bez bir kıyafet şeklinde gittik. 1 ayın sonunda sızmalar azaldı  , evde olduğumuz zamanlarda sürekli yıkanabilir bez kullandık.baby neo markanın iki tür bebek bezini de aldım.bambu ara bezinin altına mikrofiber bezi koyup kullandım.yalnız yenil nesilbebek bezi diye geçen bezinin bir dezavantajı bel kısmının cırt cırtların bebeğin cildini tahriş etmesi.Bütün yaz sadece bambu bezi kullandım , zaten sadece body ile duruyordu bambudan sızsa bile hemen body değiştiriyordum.Hatta biraz komik gelebilir ama oğlumun pipisine bibi diyorduk ve onunla konuşurken bambu bezini bağlamadan önce özgür bibi yapalım mı diyordum.Küçük yeğenlerim özgür bibinin bambu bezin bağlanması anlamına geldiğini öğrendiler ve sürekli hala hadi sarp a özgür bibi yapalım diyorlar.Daha sonra kushies marka bezler aldım ve çok memnunum.Sızdırma yok bel kısmı çok rahat..Ek gıdalara başladığımızdan beri kakası katı ,ara bezin üzerine kağıt bez koyuyorum ,bezlerde leke sorunu da olmuyor.Bezlerini 60 derecede organik çamaşır deterjanı ile yıkıyorum.Bu yaptıklarım belki sizin için değil ama konuya yabancı biri için çok yorucu gibi gelebilir ama inanın bu beni hiç yormuyor.Gece ne yaptığımı merak ediyorsanız benim oğlum çok gazlı bir bebekti, 1 hafta önce laktoz intoleransı tanısı aldı.Doğduğu günden bu yana geceleri hep gaz sancısı olduğu için biz sürekli ayaktaydık sürekli altını kontrol ediyordum.Yeni yeni geceleri uyumaya başladı ama yıkanabilir bezlerin gece sorun olabileceğini zannetmiyorum bunu da eğer oğlum gece kesintisiz uyuduğunda anlayacağım.
Sevgilerle ışıl"

Tütencim, bu post özellikle sana, bir dahaki sefer senin deneyimlerini paylasmayi cok istiyorum.

Salı, Ekim 11, 2011

Bir Kumaş bez annesi..Işıl!

Işıl anne kumaş bez kullanıyor, dedim ki deneyimlerini paylaşır mısın? Bloğumda yazmak, düşünenleri yüreklendirmek isterim. Saolsun "Hayhay" dedi.

"Ben herşeyin içindekiler kısmını okurum.Hazır bebek bezlerinin içindekiler kısmını da okuyunca içinde bir sürü madde olduğu görülüyor.Ben evde yıkanabilir bez kullanıyorum dışarı gezmeye gittiğimizde hazır bez.Bezini sık sık değiştirmeme rağmen hazır bez kullandığım zaman oğlumun cildinden ufak beyaz beyaz toplar çıkıyor.Bu bile beni üzüyor.Çok pimpirikli bir anne değilim ama elimden geldiğimce oğlumu doğal olmayan şeylerden uzak tutuyorum.ayrıca doğayı da çok seviyorum .Bu biraz nasıl anlatsam bu bezleri kullanmak biraz farkındalık meselesi.Sokakta bir hayvanı görünce onunla soluduğu havayı paylaştığı için bile nefret eden, hayatında hiç ağaç ekmemiş, çocuğunun yediği çikolata kağıdını yere atmasına izin veren bir kişiye bu bezleri kullanın bu bezler doğaya zarar vermiyor noktasından yaklaşmak çok zor.Bu noktada işin ekonomik kısmından yaklaşılabilir.Bunun için de reklam gerekli.Bu bezleri ilk defa senin bloğunda gördüm ,öyle öğrendim.Şimdi bazı bazı bebek dergilerinde reklamı çıkıyor.Reklamı olmayan bir ürünü insanlara tanıtmak çok zor bence bu bezlerin reklamı televizonda çıktığı zaman ekonomik olmasından dolayı kullanımı artacaktır.
Işıl"

Pazartesi, Ekim 10, 2011

Felsefe benden sorulur!



Bizim aile ergenlerinin sınav şikayetleri, aman öğrencilik çok zor, üniversite sınavları çok zor inlemeleri sebebiyle bu öğretim yılı başında ben universite sınavlarına gireceğim demiştim. Havalı havalı işletme, ekonometri falan okurum da demiştim.

İlahi adaletin bana uygun gördüğü bölüm Istanbul Universitesi Felsele oldu..bana kapak oldu kısaca ahahahyt.

Ama azimliyim, kaydımı yaptıracağım ve okuyacağım. Zİra öğrencilik yıllarım bitipte zaman mekan inanç sorunsallarına kafayı takınca felsefeyi keyifle de okur bir hale gelmiştim.

Hadi bana kolay gelsin o zaman..o otomasyon, e-şifre falan işlerini halledebilirsem kaydımı yaptıracağım.

Perşembe, Ekim 06, 2011

Emzirme Haftası kutlu olsun

Beni okuyanlar aslında çokta emzirmediğimi bilirler, ben belki daha zor bir yol olan pompa ile süt sağmayı tercih ettim, iş hayatında aktif çalışmamdan, bebeğe tek başıma bakmayacak olmamdan, vs. vs. Aldığım onlarca eleştiriye rağmen, bebeğimize tam 1 (yazı ile bir) yıl anne sütü verdim(k). Bu kararımdan hiç pişman olmadım, sıkılmadan bunalmadan, bebekle keyifli vakitler geçirerek geçti gitti bu dönem.

Emziren tüm annelere bol sütlü, az stresli günler diliyorum. Ve verebildiğiniz kadar anne sütü verin, yolu yordamı çok önemli değil..

Nacizane bir de önerim var. Tatlılar, bulgurlar değildir sütü yapan, dingin ve huzurlu bir annenin memeleri ve içtiği bol sudur.


Yukarıdaki fotoğraf ise mutlu ve huzurlu bir bebeğin babası tarafından çekilmiş fotoğrafıdır, annesi ile birlikte.

Çarşamba, Ekim 05, 2011

Ayşe Saran

Sevgilimin büyük kızı Ayşe Saran..bizim evin en büyüğü..çalıştı çabaladı, hep destek olduk ailecek..gencecik, pırıl pırıl bir insan..

Yolun açık olsun Ayşe, seni çok seviyoruz.

Ayse Saran - Kaybedecek Birsey Yok from Efe Conker on Vimeo.

Irregular Choice

Ben ayakkabı hastasıyımıdr tam anlamıyla, ama öyle kahverengi olsun siyah olsun, 7 pond öğretmen ayakkabılarının değil, onları gördüm mü hemen ikilerim.

Bu sevdam yıllar içerisinde beni çeşitli markalarla tanıştırdı, ancak bu markalar içinde asla ama asla vazgeçemeyeceğim bir marka var ki dillere destan. Irregular Choice, kısaca IC..

Aman ne kirazlılar, ne mikililer, neler neler, bir turkuaz botum var mesela, utanmasam yaz kış giyeceğim, o kadar seviyorum.

Bugün ayakkabı yazdım durdum ama IC çantam var kolumda, buna da bayılıyorum üstelik, artık öyle siyah, kahve çantalarla vedalaştım, rengarenk bir insan oldum.

Haa birde en komiği bu çanta ve ayakkapları kurumsal kıyafetlerimle bayıla bayıla giyip toplantılara gidiyorum ehehehe.



Yaşasın Robotlar isimli çalışmamdan.

Yakışıklı



Yuva Bulunduuuu
6-12 aylık bebelere olacak bir erkek gömleği ve pantalonu. O kadar çok giydi ki..ben nedense gömleklere bayılıyorum oğlanlarda, çok gömlek almışım eheheh.

Bana atacağınız mailin konusuna Yakışıklı yazarsanız harika olur.

Veee her zamanki gibi ilk mail atana gider.

Pazartesi, Ekim 03, 2011

Mavili



Yuva bulunduuuuuu
6-9 ay body ve Hırka, ben bayılarak giydirmiştim, hırkanın bir boy küçüğü de var.

Bana atacağınız mailin konusuna mavili yazarsanız harika olur.

Ve her zamanki gibi ilk mail atana gider.

Adam



Yuva bulunduuuuuuuu!


6-12 aylık bebeklere uygun bir pantalon ve kahverengi body.

KOnusuna Adam yazarsanız bana çok kolaylık olur.

Her zamanki gibi ilk mail atana gider.