Salı, Kasım 24, 2009

Öğretmenler günü ve kitap okuma

Bugün öğretmenler günü..bu vesile ile ilkokul öğretmenim canım Beria Akay'ıma binlerce teşekkür ederim..beni doğru dürüst bir adam haline getirdiği...herşeyi öğrettiği...milliyetciliği..Atatürkçülüğü..haysiyet ve onuru öğrettiği..hayat bilgisinin okulad abir ders olmayıp aslında kullanıma açık bilgiler içerdiğini öğrettiği için..Beria Öğretmenim..bin teşekkür sana..ellerinden öperim...

Beria öğretmenimle birlikte tüm öğretmenlerin öğretmenler günü kutlu olsun...ama devlette birşeyler yapsın canla başla çalışan öğretmenlere...

Ha birde öğretmenlerin türbanlı olanları okula perukla gitmesin...çocuklar kanmıyorlar bence..komik oluyor...

Öğretmenler gününe yakışır bir sobem var bugün...Ece sobelemiş...ee sobeleri mimleri sevmiyorum pek ama konu baş danışmandan gelince bana ertelemeyeyim..hemen yazayım dedim...

1. Şu an okumakta olduğunuz kitap nedir? Kısaca konusunu anlatır mısınız?

Tracy Hogg- Mucize çözümler...bebek olmadan bebekle ilgili kitaplar okumam tavsiye edildiğinden okuyorum..kadınlar Marstan cocuklar Venüsten mi yahu?

2. En son aldığınız kitap?

U2 by U2..6 Eylüldeki konsere hazırlanıyorum..ayrıca U2 seviyorsanız dökümanter niteliğinde bir kitap..

3. Şimdiye kadar aldığınız kitaplar içinde en sevdiğiniz hangisidir?

Orhan Veli'nin tüm şiirleri..döner döner okurum..eğlenirim..kasvetlenirim..mutlanırım...

4. Bir türlü bitiremediğiniz, bitirseniz de sizi illallah ettiren kitap hangisidir?

Ulysses'i bitiremedim, hayat boyu yoldaş olacak bana..baş ucumda ingilizcesi..türkçesi ve birde sözlüğü duruyor..bir ara bitireceğim..eminim...

5.Elinizdeki kitap bitince okumayı düşündüğünüz kitap nedir?

Elimdeki kitap biter mi yahu benim..oku oku şaşırıyorum....

Pazartesi, Kasım 23, 2009

Öpüşmeyelim kardeşim...

Ah..bir haftadır serilip yattım...hayatımda geçirmediğim kadar şiddetli bir soğuk algınlığı geçirdim...heyhat..ilaçta kullanamadığımdan ağrılarım sebebiyle sevgili ve ben geceleri 4'lere kadar evde voltalar attık....ağladım..sızladım...bacaklarımın kopması için dualar ettim..sonra bacaksız bebek nasıl bakılır dedim...kabuslar gördüm..sevgilinin bir hafta boyunca gözünü gözümden ayırmaksızın bana yedirip içirdiği sayısız kilo portakal suyu..kivi...nar...elma...hasta çorbası sonunsa iyi geldi..ama şüphesiz ki tm bunların içinde bana en iyi geleni..karşılıksız koşulsuz sevgi idi..sabaha karşı uygum bitti dediğimde benimle deli gibi korku filmi izlemesi...ağrılarım gecsin diye hiç durmadan bacaklarımı ovması...kan ter içinde kaldığımda uyurken bile olsa t-shirtimi değiştirmesi..tüm bunlar beni ilaçsız ayağa kaldırdı..hem ne demişler..ilaçla da ilaçsızda 7 günde gecer bu illet...

Kıssadan hisse...hamileyseniz biraz kıl olma hakkınız var..sarılıp öptürmeyin kimseye kendinizi..hem nedir ki o bir bizde var..salya sümük yapışıp öpmeler...bayılıyoruz ama ben biraz askıya aldım..herkes haklıymış..kendimi o kadar da iyi koruyamamışım...artık iyiyim...öpüşmüyorum hahahyt....



"Hamilelik denemeleri" isimli çalışmamdan...

Pazartesi, Kasım 16, 2009

Hamilelikte ele alınan dişler...

Hamileliğimin ilerleyen haftalarında artacağını çok iyi bildiğim diş sorunlarım başladı..ilk önce yıllardır yerinde duran 20 yaş dişim çıkmaya çalıştı....jinekoloğumla yaptığımız itişmelerin sonucunda bu haftasonu çektirmeye gittim..ben genel olarak sıkıntısız bir tipimdir..hiç bir diş tedavisi de beni strese sokmaz..hamileliikteki en endişeli durum ise hamilenin strese girmesidir...benim rahatlığımı bilmeyen jinekoloğum 20 yaş dişi çekimine şiddetle karşı çıkarken..en sonunda sen bilirsin dedi...veee..20 yaş dişim 3 saniyede çekildi..20 yaş dişi ile alakalı tüm efsaneler canım diş hekimimin muayenehanesinde yerle bir oldu...savaştan ben galip çıktım...bu arada kırılan da bir dişim vardı...o da toparlandı..asıl en önemlisi hamilellik öncesi başlamış olduğum implant-protez hikayeme devam etmeye karar verdik...zira stres bende sıfır..genelde o koltukta uyuyakalıyorum..uyandırmak zorunda kalıyorlar hekimim....

Bu arada hamilelikte flor kullanıma ilişkin sorularım oldu...diş hekimim Türkiye'deki flor oranlarının ekstra flor kullanımına mahal vermeyecek kadar yüksek olduğunu..yediklerimizde ve içtiğimiz suda yeterli derecede flor olduğunu...ve mümkünse takviye flor kullanımımı günde 1'e düşürmemi tavsiye etti...zira fazlası bebekte diş rengi değişimine sebep olurmuş..bu arada diş hekimim Çapa Tıp Fakültesinde profesör olduğundan bana söylediklerini emir olarak algılıyorum...

Bebeğiniz dünyaya geldiğinde de ağız floranızın tertemiz olması gerekmekteymiş..zira dişsiz ağızlara annenin organizma bulaştırması riski ve bebeğin dişlerinin erken yaşta çürüme olasılığı yüksekmiş...

Ah Nişantaşı...

Nişantaşını seviyorum ben...cumartesi günü Nişantaşı'nda idik..hem benim hamilelikle ilgili çeşitli doktor muayenelerim..ki anatema'da anlattım...hem de leziz bir yemek ve sınırsız alışveriş..Nişantaşı'na gitmişsek eğer...sevgili beni sınırsız bir alışverişin içine itiyor..zorla..yoksa sevdiğimden değil...

Den Cafe'ye gittik..Nişantaşı'na gittiğimizde açıkırsak mutlaka gittiğimiz...sevgili rose şarapını hüpletirken ben sadece su içtim ama yediklerim takdire şayandı...yolunuz düşerse kesin tavsiye ederim..

Aynı günün gecesi de Kadıköy'de bir meyhaneye gittik..ben pek sevmem meyhaneleri aslında...ne fasıl severim...ne de rakı... ama mezeler parmaklarımı yedirdi..itiraf edeyim hahahyt...

"Ofis halleri" isimli çalışmamdan..acaba bir ara hamilelik hallerime de geçer miyim...

Cuma, Kasım 13, 2009

U2'ya dair...

Yeni bir kitap var...meraklisına..ben aldım bekliyorum...ahanda şurada..

U2 by U2 : Bono, the Edge, Adam Clayton, Larry Mullen Jr.
Çeyrek yüzyılı geride bırakan birlikteliklerini U2 grubunun üyeleri birinci ağızdan anlatıyorlar. Gelecek yıl İstanbul konseri biletleri şimdiden satışa çıkan grubu daha yakından tanımak isteyenler için.

Eğer henüz okumadı iseniz...şiddetle tavsiye edeceğim bir diğer U2 kitabı ise ...
Bono'nun Odasında : U2'nun Solisti Bono ile Konuşmalar- Michka Assayas
Dünyanın bir numaralı Rock Yıldızı Bono, ilk defa kendi hayatını anlatıyor…

"Kendince bir şeyler karalayan, puro tüttüren, şarap içen, İncil okuyan biri… bir müzik grubunun üyesiyim ben. Göremediği şeylerin resmini yapmaya bayılan… gösterişçinin tekiyim. Bir koca, bir babayım; yoksulların, bazen de zenginlerin dostuyum. Bir eylemci, gezerek fikirler satan bir satıcıyım. Bir satranç oyuncusu, dünyanın en gürültülü folk grubunda yarı zamanlı rock yıldızı, bir opera şarkıcısıyım. Nasıl ama?"

Bono'nun 25 yıllık arkadaşı ve U2'yu Britanya Adaları dışında keşfeden ilk kişi olan Fransız müzik yazarı Michka Assayas'ın gerçekleştirdiği bu söyleşiler, "henüz şarkılara dökülmemiş hikayeler"in anlatısı. Yalnızca U2 hayranları için değil, farklı birinin peşine takılıp dünyayı tanımak isteyenler için...

Eğer diğer oğlumun adını Bono koymamış olsaydım yeni gelene Bono diyecek kadar çok sevdiğim şahsiyet..ve allahtan sevgili de bayılıyor da arbede çıkmıyor hahahyt...

Perşembe, Kasım 12, 2009

Mevsimler ve ben..

Dışarıda inceden bir yağmur..bulutların arasından sinsice sızan sonbahardan kışa geçiyorum güneşi...ayaklarda çizmeler..üstte paltolar...

Seviyorum ben tüm mevsimleri..üzülmem birinin gittiğine diğerinin geldiğine..sevinirim uğurlarken..eski bir dostu karşılarken..kurumuş ve sararmış yaprakları her çıtırdatmamda içimde bir neşe olur..çoşarım..

Karın yağdığı ilk gün kimse tutamaz beni evde.utanç şapkamı taktığım gibi kafama fırlarım sokaklara...

Yazın sıcağından hiç şikayet etmez..bir klima serinliği istemem civarımda...en efillerimi giyer kendimi güneşin sıcaklığına bırakıveririm..sorgusuz...
İlkbaharın ilk yeşermesi ne heyecanlandırır beni...filizler..minik tomurcuklar..kemiklerimin ısınması..

Her bir mevsim ayrı bir dost..ayrı bir keyif benim için...ee o zaman şimdi de yaşasın sonbahar...yaşasın sararmış çıtırdak yapraklar...

PS1-Sanırım biraz yaprağa gitmem gerek benim şu an..çağırıyorlar.

PS2-Yapıncak'ın çevirisini yaptığı Tracy Hogg kitabım geldi..Yapıncak öneri için teşekkürler..böylelikle hamilelikte okuyacağım iki kitabım oldu ama zamanım yok hahahyt...doğunca da olmuyordu değil mi bu işler hehehe?



Özleyenlere "ofis halleri" isimli çalışmamdan...

Salı, Kasım 10, 2009

Nice 10 Kasımlara

Onun ölümü artık bir yas tutma günü değil..tekrar ve yeniden kutlama..varoluşumuzu farketme..çoşkuyla geçirdiğimiz birgün.."çok şükür hala"...birilerine kalsa anmamıza bile gerek yok...birilerine kalsa hepimiz üç cocuk yapalım...genetikleri ile oynanmış yiyeceklerden yiyelim ..yedirelim..salaklaşalım..üniversitelere türbanla girilmesine..sokaklarda fesli ve şalvarlı adamların gezmesine tepki göstermeyelim...devlet erkanı balolarda sodalarını yudumlarken aa ne var canım..sağlık için diyebilelim...kuran kursları ve imamhatipler sınırsız sonsuz acılırken..acaba bizim cocuğu da mı versek diyelim...o mavi gözlü devi de anmayalım..bizi ulus haline getirmiş...bağımsızlığımızı bizlere armağan etmiş o mavi gözlü devi yok sayalım...

Yok beyler...yok...bizler yaşadıkca..bizler üredikçe...Atatürk ruhuna sahip çocuklar yetiştirdikçe yok..bu hayal ülkemden çok uzakta..her ne kadar sizler can hıraş uğraşsanız da..

Nice 10 Kasımlarda...sokaktaysak bir dakikalık saygı duruşlu..arabalarımızdaysak ellerimizi kornadan çekmemecesine..bol kasımpatılı...Nice 10 Kasımlara...

Pazartesi, Kasım 09, 2009

Haftasonu halleri...

Bir dostum vardı benim...bir süredir dünyevi işlerden başımızı alamadığımızdan görüşüp sarılamadığımız...itişip kakışıp...sonra bir fikir birliğine vardığımız...

Haftasonu Barton ve sevgilisi geldi bize..sonunda dedik...bu sefer deli dansı yapamadık benim handikapımdan dolayı ama eski günleri yadettik...gelecekten bahsettik..en önemlisi "an"dan söz ettik..yaşadıklarımız içinde en önemlisi olandan..



Anı yaşayacaksın ki gelecek anlamlansın..geçmiş gülümsetsin..yoksa yarın ne olacağız telaşından ne günün şenlenir ne de geçmişinde güzel anılar biriktirebilirsin...

Velhasıl..şahane bir cumartesi gecesinin ardından...sevgili şimdi evde..hasta..cumartesi gecesinden beri yatmakta..ben tam gün aşcılık ve hemşirelik yaptım dün...ama iyi gelmedi bu sefer..akşama tam gaz devam çalışmalara..

Birde bir yazı yazdım Anatema'ya..hamileliklerle ilgili..belki keyiflenirsiniz...

Kendinizi şımartırken dünyaya da bir katkınız olsun..

Şimdi hamilelik başımda kavak yelleri estiriyor ya..daha da çocuğa bişeyler alamıyorum ya..sürekli bakıyorum ağzımın suyunu akıtarak...aşağıdaki bugaboo marka..özel tasarım arabalara bayıldım mesela..biraz pahalı olmakla birlikte şahaneler...

Product Red'e de dahil olduklarından aldığınız ürünün yüzde belli bir kısmı Afrika'ya yardıma gidiyor...hem bebeğinize hem dünyanın diğer bebeklerine enfes bir katkı.





Cuma, Kasım 06, 2009

İki konu...

Bu sabah sevgili beni işe getirirken kabak gördük..bana akşama kabak yapar mısın dedi..bende tarhana corbası yapacaktım anneciğimin gönderdiklerinden...üstüne de tatlı yeriz..yaparım elbette dedim...daha sonra Yılmaz Ozdil'i okudum..hem güldüm hem düşündüm...ekmeğimi..yoğurdumu evde yapıyorum..zeytin..turşu ve domates sularımı anneciğim yapıyor...ama hiç mi birşey yemiyoruz sokaktan..elbette yiyoruz...hemde genetiği ile oynanmış organizmaların en şahanelerini yiyoruz...

Neyse ben akşama kabak tatlımı ve tarhana corbamı yapıyorum...krik krak yaptığım ev yapımı ekmeklerimi de üzerine serpip yiyeceğiz..size de tavsiye ederim..mümkün olduğunca kendiniz yapın..satın almayın..özellikle de çocuklarınız varsa..

Gecen hafta mailboxuma bir mail düştü...başında şöyle diyordu....

Siteni o kadar uzun zamandır takip ediyorum ki
nete girdiğimde artık ilk baktığım blog sen oldun
kimi zaman katıldım sana kimi zaman katılmadım...
Ama Atam hakkında düşündüklerine her zaman hayranlık duydum

Şimdi sen hamilesin ya...Ben bu duruma bayıldım..mailin sahibi Sevgi idi...ve bugün aşağıdaki t-shirt elime ulaştı..



Tshirt yetmemiş birde iğneler var yanında...


Bayıldım tabi ki ben bu işe...Sevgi ısrarlarıma rağmen benden hiç birşey almadı ama sitesinde bu t-shirtleri satıyor...

Perşembe, Kasım 05, 2009

U2 Türkiye'de..

Haftalardır heyecanla 2 Kasım'ı bekliyorduk..U2'nun biletlerinin satışa çıkmasını..benim de hemen iki adet edninmemi ve konseri Bono ve Edge'e en yakın yerden seyretmeyi..ve fakat o da ne..Red Zone biletlerinin tamamı tükenmişti..saat ise henüz 10'u 10 geciyordu..yani biletler 10 dakika önce satışa cıkmıştı...aa kriz vardı memlekette..bak demek ki yokmuş dedim..tanesi 550 lira olan biletlerden hiç kalmamıştı...biz Barca'da U2'yu tribunden izlemiştik..çokta şahane bir yerden..o yüzden bir tribün maceram var..ben daha yakından seyretmek istiyorum oysaki..sevgiliyle düşündük taşındık..saha içine dayanabilir miyiz dedik..dayanırız elbette yahu..gençiz biz..erken gideriz..biralarımızı içeriz..çimenlere yayılırız ve bekleriz dedik..aldık saha içi biletlerimizi..U2 360 tour t-shirtlerimiz yıkandı..ütülendi...hazırız...6 eylül 2010'da konserde..saha içinde görüşürüz..bu sefer en lezizinden sunday bloody sunday'ı hep birlikte böğürerek söyleriz..

Çarşamba, Kasım 04, 2009

Hamilelikte Yoga



Benim şahsi fikrim hamilelik yogası diye birşeyin olmadığı..bunun tamamen ticari olduğudur...zira hamileler ve cocukla ilgili herşey sömürüye çok açık...o yüzden başlığı Hamile yogası olarak değil Hamilelikte Yoga olarak attım..içimdeki anarşist mi çıktı ortaya ne hehe...sevgili duymasın...ben uzundur yoga yapıyorum..kendime göre de yogayı hayatımın her alanına sokmaya gayret ediyorum..yogayı yapmaya değil..yaşamaya gayret ediyorum..Hocamın hep dediği gibi kırmızı ışıkta artık sinirlenmiyorsanız olmuşsunuzdur...öyle uçalım..kaçalım beklemiyorum..bu kadar dünyevi yaşarken..

Uzun lafın kısası..doktorum ve hocamın uzun itişmeleri sonucu hamilelikle birlikte ara vermiş bulunduğum yogaya 3 ayı tamamlayınca başlamama karar verildi...şimdi çok mutluyum..keyifliyim..hamile sınıfına girmiyorum..her zaman girdiğim sınıflara giriyorum...gözüm hocamda olmak kaydı ile göbeğimi sıkıştıran asanalardan..çok fazla esneme gerektiren asanalardan 7. aya kadar uzak durarak..özellikle nefes tekniklerine ağırlık vererek ve yüz üstü yatmayarak yapıyorum yogamı...her zaman hissettiğim gibi de son derece dingin ve huzurlu hissediyorum..ve eminim ki bunu içimde oluşmakta olan yeni beden de hissediyor..öyle ki bebeğin ilk hareketini bir yoga dersinde yere uzandığımda hissettim..mutluluğun tarifi yok elbette..

Yoganın hamililiğe desteği özellikle bedenini esnetmekte zorlanan hamilelerin esnekliği görmeleri..normal doğum yapmayı düşünen anne adaylarının nefes tekniklerini öğrenmeleri ve bunları doğumda kendilerine faydalı olabilecek şekilde kullanmayı öğrenmeleri..ve en önemlisi pelvik kaslarına hakim olmayı öğrenmeleri..ve yine normal doğumda bu hakimiyeti kullanabilmek...

Öte taraftan yoganın enerji vericiliği..çakralar üzerindeki etkileri..bireyi kendiyle barıştırması...ulaşacağı yere yol olması hamilelikte anne adayının kendini daha zinde..dingin.süper üstü hissetmesine faydalıdır..farkındalığın artması bebek ile olan iletişimi güçlendirirken..dinginlikte hamilelikte yaşanan hezeyanları en aza indirir.

Yukarıdaki fikirler tamamen kendime ait olup içlerinde biraz anarşist kıpırdanmalar barındırmaktadır...Hocam sürçi lisan ettim ise affola.

PS- Bu arada hamilelikteki baş danışmanımı aradım..yahu herkes bir doğum kursu peşinde...bebek bakımı kursu derdinde..ben öylece duruyorum sadece yoga yapıyorum dedim..güldü bana uzunca..bırak o işleri..vaktin varken bebeğin ilk yılı ile ilgili kitap oku dedi..hamileliğe bir etkin yok ama bebek geldiğinde aklında kalan en küçük bilgi kırıntısı sana kurtarıcı olucak..ve sadece yoga yap..nefes çalış dedi...okumaya başladım...what to expect serisinin bebeğin ilk yılı ile ilgili olanı...birde elbette baş danışmanın "Bebeğimin ilk yılı" kitabı...Şİmdiden Baş danışmana kocaman bir kucak ve teşekkür.

Pazartesi, Kasım 02, 2009

Dünyanın En Güzel İnsanına

Sabahları uyandığımda bana bakan bir çift gözün varlığı...bana açmış olduğu aydınlanma yolu..ve bu yolculukta bana eşlik etmesi...hayat yolculuğunda beni seçmiş olması...aşkı belki de ilk kez dolu dizgin ..hesapsız kitapsız yaşattığı....şu hayattaki çirkinlikleri görmemi engelleyip bana sadece güzellikleri göstermesi...beni sınırsız ve sonsuz sevmesi...beni benden çok düşünmesi...beni benden çok sevdiği..ve daha aklıma gelmeyen binlerce sebepten ötürü ben şu adama feci halde aşığım...

Ve her yılın 2 Kasım'ında olduğu gibi..hiç bıkmadan usanmadan söylediğim ve söyleyeceğim gibi..."İyi ki doğdun..iyi ki aldın beni hayatına..iyi ki öğrettin ve hala öğretiyorsun..iyi ki varsın...seni çok seviyorum..."